Oxfam: Yoksul sayısı 860 milyonu aştı
İngiliz yardım kuruluşu Oxfam’ın verilerine göre, Dünya’daki yoksul sayısı çok hızlı bir şekilde artmaya devam ediyor.
Oxfam Genel Direktörü Gabriela Bucher, eşitsizlikte aşırı bir artış gördüklerini, her 30 saatte 1 milyon insanın yoksullaştığını belirterek, vergilerin artırılması ve adil bir şekilde kullanılması yönünde politikalar geliştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Gabriela Bucher, Davos’ta Dünya Ekonomik Forumu’nda Bloomberg HT’nin sorularını yanıtladı.
Pandemi sonrasına ilişkin bir rapor hazırladıklarını ve eşitsizlikte aşırı bir artış gördüklerini dile getiren Bucher, zenginin daha zengin, fakirin ise alarm verici şekilde fakirleştiğini gördüklerini dile getirerek, bu konuda mesaj vermek üzere Davos’a geldiklerini söyledi.
265 MİLYON AŞIRI YOKSUL
Bucher’in Bloomberg HT’nin sorularına verdiği yanıtlar özetle şöyle:
Pandemi ile şunu fark ettik, dünya çok kırılgan ve bu kırılganlık eşitsizlikten kaynaklanıyor.
Eşitsizlik ülkelerarası farklılıklar yaratıyor. Zaten yoksulluk ve açlık sorunları vardı. Pandemi ve savaş bunu daha derin bir hale getirdi. Daha fazla insanın daha çok yoksullaşmasını engellemek gerekiyor artık.
Oxfam’ın son araştırmasına göre, 2022 yılında 265 milyondan fazla insan aşırı yoksulluk sınırına yükseldi. Pandemi öncesi 597 milyon insan yoksulluk sorunu yaşıyorken bu sayı eşitsizliklerin artması ile 795 milyona, eşitsiz artışı ve yüksek gıda fiyatları nedeniyle de 860 milyon kişiye çıktı.
2022 yılında her 30 saatte 1 milyon insan yoksullaşıyor. Kendi yaşam maliyetlerini karşılamakta zorlanan insanlar hayatta kalmaya çalışıyor.
“VERGİLER KADEMELİ OLARAK ARTMALI”
Ülkelerin bu en hassas nüfus konusunda pozisyon almaları gerekiyor. Vergi, kademeli olarak artmalı. Ama tüm ülkeler bunu etkili şeklide kullanmıyor. Çoğu ülke bunu yapmıyor.
Vergilerin yalnız yüzde 4’ü servet vergisinden geliyor. Servet vergilerinin artması bir sermaye yaratacaktır ve bu da yoksullar için kullanılabilir. Böyle olmalı ki en fazla ihtiyacı olan insanlara yardım yapılabilsin.
“AŞIRI KÂRLAR OLDU”
Pandemi döneminde gıda ve teknolojide inanılmaz bir büyüme ve kârlar görüldü. Bunlar düşünülerek vergilendirme yapılabilir. Bir tarafta aşırı kârlar, bir tarafta aşırı yoksulluk var.
Pandemi öncesi azalan ülkeler arası eşitsizlik, pandemi ile arttı. Hem ülkelerarası hem de bazı gruplar arası daha da derinleşti. Zengin ülkeler aşıya erişti ve kontrol etti. Orta ve yoksul ülkeler aşıya daha geç erişti ve ekonomileri daha geç toparlanmaya başladı.
Çoğu kişi işini kaybetti ama kadınlar daha çok kaybetti. İnsanlar aynı oranda işe dönemeyecek. Hükümetlerin kadınları desteklemesi gerekir.
“EĞİTİM VE SAĞLIK LÜKS OLMAMALI”
Pandemi sonrası en önemli nokta herkesin refahtan eşit pay alması olmalı. Bu konuda politikalar geliştirilmeli. Sağlıklı olmak bir lüks olmamalı. Evrensel eğitim ve sağlık lüks olmamalı. Para ödemediğinizde iyi bir eğitim alamamak kabul edilebilir bir şey değil, herkes aynı fırsatlara sahip olmalı. Bunu yapabilmek için kaynakları artırmak gerekiyor ki sosyal politikalar üretilebilsin.
