KıbrısManşet

“Hesaplaşma kurultayda olur”

UBP Genel Başkanı, Başbakan Tatar, “Hata yaptığımı söyledikleri her hamlemin bir sebebi vardı” d

-“Parti disiplinini kimse bozamaz. Bireysel hesaplar için koskoca bir partinin geleceği asla tehlikeye maruz bırakılmamalı.  Birileri yanlış yaparsa parti bu yanlışın bedelini ödettirir. Kişisel hesaplaşmaların yeri kurultaydır.”

-İçişleri Bakanlığı tarafından emirnamenin süresiz şekilde uzatılması kabul edilebilir değildir… Eğer iki ortak anlaşamamışsa eski planda ısrar etmenin bir anlamı yoktur.

-“İkinci turda süreci en iyi şekilde yöneten bu yarışı kazanacaktır. Ben de anket sonuçlarında olduğu gibi Mustafa Akıncı ile ikinci tura kalacağımızı düşünüyorum.”

-“Hüseyin Özgürgün bizim için çok değerlidir. Onu her zaman yanımda görmek isterim.”

GİZEM ÖZGEÇ – GIYNIK MANŞET

“YORGUN DEĞİLİM”

SORU: Yorgun musunuz Sayın Başbakan? diye başlamak istiyorum söyleşimize… Hem siyasi çalkantılar hem pandemi…

BAŞBAKAN TATAR: Benim hayatım hep mücadeleyle geçti, hiç dinlenme fırsatı bulmadım. Yüzde yüz enerjiyle mücadeleye ve çarpışmaya devam… Sıkıntı yok… Ben yorulmam…

“YANLIŞ YAPTIĞIMIZ BİR ŞEY YOK”

SORU: Hem açılım hem karantina uygulamaları hem de artan vaka sayısı ile eleştiri okları size yöneliyor…

BAŞBAKAN TATAR: Yanlış bir şey yaptığımız yok. Doğru kararlar aldık ama beklenmedik olaylar oldu. Beklenmedik olaylar karşısında bazı kararlar alırısınız, farklı durumlar ortaya çıkabilir ama netice itibariyle doğru yol, doğru yoldur.  Bu pandeminin bir sağlık boyutu bir de ekonomik boyutu vardır. 1 Temmuz sonrası açılımla birlikte yeni bir döneme girmiş bulunmaktayız. Hiç kimse açılımdan sonra buraya yeniden corona uğramayacak iddiasında bulunmadı.  Elbette bir bulaş riski var ama önemli olan bunu kontrol altında tutmaktır. Güney Kıbrıs, Ağustos ayı itibariyle kapılarını İngiltere’ye de açıyor, İngiltere’den turist kabul etmeye başlıyor ve bizdeki gibi çift test uygulaması da yok.

Tüm dünya gibi biz de bununla yaşamaya alışmak zorundayız. Kimse pandeminin bu kadar uzun sürmesini beklemiyordu. Tahminlerden çok daha uzun sürdü ve ne zaman biteceği de belli değil. Ekonomik olarak kapanmak izole olmak ve özellikle bizim ülkemizde olduğu gibi turist ve öğrenci akışının durmasının bedelini ödemek kolay değildir. Herkes gerçekçi olmalı. Sadece sağlığı düşünerek karar üretmek olmaz hem sağlık hem de ekonomiyi bir arada yürütmek gerekiyor.

“MÜCADELEDEN BAŞKA ŞANSIMIZ YOK”

Kapıları kapatıp ülkeye girişleri durdurmak kolaya kaçmaktır. Kamuda maaşını alanlar için sorun yok eyvallah ama özel sektörde çalışıp işini kaybedecek, iş yeri kapanacak, işinden olacak on binlerce insanlar ne olacak?  RO değeri birin altında olduğu sürece ülkede salgın yoktur. RO değeri birin üzerine çıktığı anda salgından söz edebiliriz. Bilim İnsanlarının bana verdiği görüşler doğrultusunda ben ülkemizde salgın durumu olmadığını dile getirdim. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı dinleyip o günlerde tamamen kapansaydık ne olacaktı kaç gün tamamen kapalı kalacaktık. Biz doğru hamleleri yaptık ve hiçbir zaman ülkeyi tamamen kapatmadık. Bu uzun vadeli bir mücadele olduğu için her aşamada doğruları yaptık.

Şu anda sıkıntılarımız yok değil. Uyguladığımız açılım yönteminin de ciddi bir maliyeti var. Dışardan gelen yolcuların sayısı her gün biraz daha artıyor. Her gelen yolcuya PCR testi yapıyoruz. Hem bu testlerin maliyeti hem de bu testleri yapan ekiplerin harcadığı ciddi bir efor ve yorgunlukları var. Mecburen ekiplerin sayısını artırmak zorunda kaldık. Bunların hepsi ek bir külfet ve maliyettir. Zaten ekonomik olarak sıkıntılı olduğumuz bir dönemde, bir de sağlık maliyetlerinin artmasıyla zor bir durumla başa çıkmaya çalışıyoruz. Ama mücadele etmekten başka bir şansımız da yok.

“KENDİMLE İLGİLİ ENDİŞEM OLMADI”

SORU: Siz hiç endişeye kapıldınız mı? Acaba bana ve aileme de bulaşır mı diye? Bir an için bile olsa…

BAŞBAKAN TATAR: Hiçbir zaman sağlık konusunda bir endişem olmadı. Dünyanın birçok farklı ülkesinde devlet başkanları, devlet yetkilileri coronavirüs bulaştı ve tedavi oldu. Bu hastalıkta ölüm bin kişide 5-6 kişi civarındadır. Yani bu virüste yüksek bir ölüm oranı da yoktur. Çoğu insan bu virüsü semptomsuz, farkına bile varmadan atlatırken, kimisi de ağır bir grip gibi geçiyor. Zaten durumlar böyle giderse günün sonunda bulaşmayan kişi kalmayacak. Bilim insanları da bu virüsün mutasyona uğradığını ve eski şiddetini yitirdiğini de söylüyor. Bu virüs bitmiyor ve bitmeyecek de… Aşısının ne zaman bulunacağı belli değil bu nedenle bu virüsle yaşamaya alışmak zorundayız.

“AKINCI İLE İKİNCİ TURDAYIM”

SORU: Yeni bir anket daha açıklandı… Sonuçları hakkındaki yorumunuz nedir? Ve siz parti olarak sonucunu aldığınız bir anket yaptırdınız mı?

BAŞBAKAN TATAR: Nisan ayında gerçekleştirilmesi planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde de yine anketlerde benzer sonuçlar vardı. Yine seçimin ikinci tura kalacağı ve ikinci turda Mustafa Akıncı ile Ersin Tatar’ın yarışacağı sonuçları ortaya çıkmıştı. Pandemi döneminde her ne kadar çeşitli senaryolar ortaya konmuş olsa da ben taşların kolay kolay yerinden oynayacağını düşünmüyorum. Art niyetli çok spekülasyonlar yapıldı ama belli ki Nisan ayında bıraktığımız noktadan çokta uzakta değiliz. Başka anketlerde geldi bana ve onlarda da sonuçlar farklı değil. İkinci turda yani 18 Ekim’de süreci en iyi şekilde yöneten başarılı olup bu yarışı kazanacaktır. Ben de anket sonuçlarında olduğu gibi Mustafa Akıncı ile ikinci tura kalacağımızı düşünüyorum.

“ÖZGÜRGÜN’Ü YANIMDA GÖRMEK İSTERİM”

SORU: UBP-YDP-DP Hükümeti hazır deniyor… Özgürgün geri geliyor söylentileri var… Gerçeklik payı nedir bunların?

BAŞBAKAN TATAR: Hüseyin Özgürgün bizim için çok değerlidir. Ailevi nedenlerle şu anda Türkiye’dedir.  Onu her zaman ben yanımda görmek isterim. Genel Başkanlık yapmış, Başbakanlık yapmış bir isimdir ve onu aramızda görmek hepimizi mutlu edecektir. Siyasi partilerin yetkili kurulları vardır ve siyasi partiler kendi aralarında çeşitli görüşmeler yapabilir. Hükümet işi, devlet işi ciddi konulardır ama siyasetin gidişatında hem hükümetin işleyişi hem de cumhurbaşkanlığı seçimleri bağlamında çeşitli varyasyonlar ve etkenler vardır. Bu süreç içerisinde partilerin süreci yürüten çeşitli organları vardır. Günün sonunda son yetki partilerin genel başkanlarındadır ama onun etrafında partilerin yetkili organları var. Yani durumun gidişatına göre birtakım temaslar da kurulmuş olabilir ancak nihayetinde son kararı biz veririz ve şu an öyle bir durum yoktur.

“İMAR PLANI ISRARINI ANLAYAMIYORUM”

Hükümet konularına gelecek olursak, jet krizi ve imar planı nedeniyle büyük sıkıntılar yaşadık. Şu anda Başbakanlığın önünde kamyonlarla ve iş araçlarıyla müteahhitler bekliyor. Bunların yaşanmasına hiç gerek yoktu diye düşünüyorum. Hükümet ortağının, dörtlü koalisyon hükümeti döneminde alınan bir imar planı kararının aynı şekilde uygulanmasında ısrarcı olması doğru değil. Şu anda hükümetin büyük ortağı Ulusal Birlik Partisi’dir ve UBP bu imar planını benimsemedi. Bu neden bir uzlaşı noktasına gelmeden bu konuda ısrarcı olunması doğru değildir. Ben bugün müteahhitlerin burada olmasına da anlam verebilmiş değilim. Bir tarihe kadar bu imar planı konusunu çözeriz ya da çözemeyiz, bir anlaşma sağlanana kadar Fasıl 96’ya da dönülebilir. İçişleri Bakanlığı tarafından emirnamenin süresiz şekilde uzatılması da kabul edilebilir değildir çünkü emirnamenin süresiz şekilde uzatılması da müteahhitlere ciddi sıkıntılar yaratacak bir durumdur.  Eğer iki ortak anlaşamamışsa eski planda ısrar etmenin bir anlamı yoktu çünkü ben onaylamıyorum. Anlaşamadık diye eski planda bir ısrar var. Ben bu işin buralara gelmesinden dolayı üzüntü duyuyorum. Zaten yeteri kadar sıkıntıyla boğuşuyoruz.
Biz de imar planı olmasını savunuyoruz ama hem halkın genelinde, hem kamuoyunda hem de vicdanlarda kabul görecek bir imar planının ortaya çıkmasıyla bu sorun çözülebilir ama o şu an o noktada değiliz. Bizim bazı önerilerimiz oldu fakat imar planın bilimsel anlamda bir plan şekline sokulması ve kurullardan geçmesi 3-5 günde olacak iş değildir. Belki de 3 bölgenin imar planının ayrı ayrı yapılması lazımdı ama üç bölgeyi de bütünlüklü bir plan içerisine katarak çok daha büyük sorumluluk içeren ve çok daha zor bir durumla karşı karşıyayız.

“SEÇİMİNİN SONUCU NE OLURSA OLSUN TAŞLAR YERİNDEN OYNAYACAK”

SORU: “İki seçim birlikte yapılsın” gibi öneriler de ortaya atıldı…

BAŞBAKAN TATAR: “İki seçim bir arada yapılsın” gibi söylemlerin hiçbir anlamı yoktur çünkü bu Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi çok ciddi bir seçimdir. İkinci tura kaldığı zaman bu seçim iki hafta boyunca sürer ve hem genel seçim hem de cumhurbaşkanlığı seçiminin aynı anda yapılması mümkün değildir. Ancak, Ocak ayına kadar milletvekili seçimi yapılabileceğini düşünüyorum çünkü Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucu ne olursa olsun taşlar yerinden oynayacak. Meclis aritmetiği belli, senaryolar belli, bütçenin ardından milletvekilliği seçimi yapılabilir.

“HALK BİZİ DE DİĞER ADAYLARI DA ÇOK İYİ TANIYOR”

SORU: UBP nasıl bir propaganda süreci yürütecek? Mevcut pandemi gerçeğimiz var…

BAŞBAKAN TATAR: Aylardan beridir tüm adaylar seçim çalışmalarını yürütüyor. Halk bizi de diğer adayları da çok iyi tanıyor ve politikalarını da biliyor. KKTC’ye bakış açımızı, Türkiye ile olan ilişkilerimizi, dünya ile olan ilişkilerimizi, ekonomiye olan bakış açımızı ve düşüncelerimizi halkta biliyor. Burada önemli olan parti içerisindeki birlik ve bütünlüğümüzü koruyarak, parti bütünlüğünü öne çıkarmaktır. Büyük mitinglerin olacağı bir seçim dönemi olmayacağı kesin. Herkes bir şekilde vatandaşlara mesajlarını ulaştıracaktır.

“HESAPLAŞMALARIN YERİ KURULTAYDIR”

SORU: Birileri diyor ki, “Sayın Tatar bazı siyasi hamle hataları yaptı ve kendini bitirdi”… Ne dersiniz buna? Size karşı çalışacak birileri olabilir mi parti içinden? Ki konuşulan malum isimler var…

BAŞBAKAN TATAR: UBP büyük bir siyasi parti olduğu için parti içerisinde çeşitli farklı gruplarda olabilir. Ben şeffaf ve demokratik bir parti yönetimi sergilediğimi düşünüyorum. Partimizin menfaati için, kişisel çıkarları bir kenara bırakarak partinin çıkarları için mücadele etmeliyiz. Kişisel hesap yapan ya da süreci istismar eden kişiler varsa, kişisel hesaplarını parti kurultayına saklayıp kurultayda aday olurlar. Kurultay öncesinde bu tür konuların dile getirilmesi UBP’de rahatsızlık yaratır. Tabanda bu yönde bir beklenti ya da istek yoktur. Benim hata yaptığımı söyledikleri olayların her birinin bir gerekçesi vardır. Kendiliğinden gelişen durumlar değildir. Bu tür kararlar parti kararlarıdır. Zor alınan kararlardır ama alınması gereken kararlardı. Parti içerisinde kendi aramızda bir sıkıntı olmadığını da söyleyebilirim. Ben, UBP parti meclisinin oybirliği kararıyla cumhurbaşkanı adayıyım. Bu bakımdan parti disiplinini kimse bozamaz. Bu süreçte alınan kararlar, alınması gereken kararladır. Bireysel hesaplar için koskoca bir partinin geleceği asla tehlikeye maruz bırakılmamalı. UBP içerisinde daha önce de bu konuların benzerleri yaşandı. UBP’de birileri yanlış yaparsa parti bu yanlışın bedelini ödettirir. Partimizin gücü de bellidir. Birlik ve beraberlikle herkesin üzerine düşeni yapması gerekir. Halk karşısında UBP olarak bir sınava gideceğiz ve bu sınavdan başarıyla çıkarsak bir sonraki milletvekilliği seçimlerinde çok daha güçlü olarak iktidarını sürdürecektir. Bu nedenle seçimlerde asla kişisel hesaplar ön planda tutulamaz. Kişisel hesaplaşmaların yeri kurultaydır.

“EROĞLU’DA SEÇİM KAYBETTİ AMA…”

SORU: Olur da cumhurbaşkanı seçilmezseniz… Parti başkanlığına yine aday olur musunuz?

BAŞBAKAN TATAR: Kurultay tarihi Kasım 2021’dir. O güne kadar daha çok gelişmeler olacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamazsam da görevimin başındayım. Derviş Eroğlu’da çok seçime girmiştir, seçim kazanmış ve seçim kaybetmiştir ama parti başkanlığı görevini yıllarca yürütmüştür.  Kurultay günü geldiği zaman o günün konjonktürüne göre aday olup olmama kararını vereceğim.

Diğer Haberler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu