KıbrısManşetSiyaset

İyi hoş da gerekeni yapmıyorsunuz

BM’nin inisiyatif üstlenmekten kaçındığı, AB’nin büyük oranda görmezden geldiği, garantörler İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın ortak paydalarda örtüşmediği, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların farklı tellerden çalıp oynadığı bir ortamda Kıbrıs’ta çözümden çok ayrılığın konuşulmaya başlandığı gerçeği artık sürpriz olarak algılanmıyor

Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola, Kıbrıs adası açıklarında yeni keşfedilen doğal gaz yatağının AB için umut verici olduğunu söyledi.

Başkan Metsola’nın, Kıbrıslı Türklerin geleceğinin AB’de olduğunu söylemekle birlikte “tarafların veya Türkiye’nin işbirliğine nasıl ikna edileceği veya Rum yönetiminin Kıbrıslı Türklere nasıl yardım edebileceği veya enerjinin Kıbrıs sorunundaki muhtemel rolü hakkında görüş belirtmekten kaçındı.. Kıbrıs Cumhuriyeti Meclisinde bir konuşma yapan Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola, “Kıbrıs bölünmüş bir haldeyken Avrupa asla tümüyle bütünleşmiş sayılmaz” dedi.  Çok açık ki bu doğalgazın kullanılabilmesi için Kıbrıs’ta devam  mevcut siyasi sorunun nihai bir çözüme ulaştırılması gerekiyor. Peki böyle bir girişim ya da yeterli bir çaba var mı? Yok!

AB çok hassas dengeler üzerinden yaklaşıyor Kıbrıs sorununa. Bu nedenledir ki Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola ihtiyatlı ve temkinli konuşuyor.

Yani kısacası dengeleri incitmeden politik kavramlar üzerinden hareket alanı yaratmaya çalışıyor. Nitekim AB-Türkiye ilişkileri kapsamında mülteciler konusunun ortaya çıkardığı durumu göz önünde bulundurarak Kıbrıs sorunu üzerinden Türkiye’ye karşı ihtiyatlı bir iyimserlik ile yaklaşıyor. Bugün Türkiye’de AB’nin sınırlarından uzak tutmaya çalıştığı 4 milyondan fazla mülteci olduğu gerçeğini önüne koyuyor, hatta koymak zorunda..

Dolayısıyla Kıbrıs çevresinde bulunduğu söylenen doğal gazın yeryüzünde değerlendirilebilmesi için her şeyden önce Kıbrıs sorununun geride bırakılması gerekiyor. Peki bu sorun nasıl çözülecek?

Yani tarafların çok farklı beklentiler içinde olduğu ve her gün biraz daha karmaşık hale getirilen bu sorunun çözümünden çok yeni sorunlara gebe bırakılacağı bir akıbete doğru gidilirken bu konu nasıl halledilecek?

BM’nin inisiyatif üstlenmekten kaçındığı, AB’nin büyük oranda görmezden geldiği, garantörler İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın ortak paydalarda örtüşmediği, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların farklı tellerden çalıp oynadığı bir ortamda Kıbrıs’ta çözümden çok ayrılığın konuşulmaya başlandığı gerçeği artık sürpriz olarak algılanmıyor..

Dolayısıyla bu sorunun merkezinde yer alan aktörlerin ve elbette Kıbrıslıların bugün olduğundan çok çok daha fazla gayret içinde olmaları gerekiyor Kıbrıs’ta bir çözüm için. Özellikle BM’nin daha aktif ve katılımcı bir anlayış içinde inisiyatif üstlenmesi gerekir.. AB’nin ise Kıbrıs etrafındaki denizlerde tespit edildiği söylenen gazın akıl yoluyla kullanılmasının önünü açmak için Türkiye’yi dışlamadan ortaya çıkacak işbirliklerini teşvik eder pozisyonuna geçmesi bir ihtiyaç olarak algılanmalıdır.

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu