KıbrısManşetSiyaset

“İyi hükümet, her soruna aşı olabilmelidir” ve “Sağlığımızı sadece koronavirüs mü bozuyor? Sadece Covid – 19 mu öldürücüdür?”

Daha önce yazdıklarımı yeniden yayınlamak gibi bir huyum yok... Ama, Cumartesi ve Pazar günü yazdığım iki yazı, normalden daha fazla ilgi gördü...

Daha önce yazdıklarımı yeniden yayınlamak gibi bir huyum yok…

Ama, Cumartesi ve Pazar günü yazdığım iki yazı, normalden daha fazla ilgi gördü…

“İyi hükümet, her soruna aşı olabilmelidir” ve “Sağlığımızı sadece koronavirüs mü bozuyor? Sadece Covid – 19 mu öldürücüdür?” başlıklı iki yazıyı birleştirip, tek bir yazı gibi bugün de kullanıyorum… “Peeee bunları okuduydum” diyen her okuyucudan da haliyle özür diliyorum…

 

İyi hükümet, her soruna

aşı olabilmelidir!

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus’un özel danışmanı ve yardımcısı Dr. Peter Singer’e göre,Sağlıklı ulusların ve müreffeh ekonomilerin anahtarı karar vericilerin elinde. İktidardakilerin bilime değer vermesi ve alçakgönüllülük, empati ve dayanışma göstermesi hayati önem taşıyor…”

-*-*-

Dr. Singer, “… Mevcut durum, mümkün olduğunca çok hayatı kurtarmak için halk sağlığı önlemleri ve aşının etkili ve adil şekilde sunulmasıyla beraber liderlik gerektiriyor. Bu, II. Dünya Savaşı’nın yarattığı yıkımının ardından gelen Marshall Planı’ndan bu yana en karmaşık ulusal ve küresel operasyonlardan biri” diye yazmış…

-*-*-

The Independent gazetesindeki yorum “liderliğin önemi” açısından çok dikkatle okunması gereken bir yazı…

Mesela Dr. Singer’e göre, “… Ülkelerin Kovid-19 ölüm oranlarındaki fark 100 kattan fazla olabiliyor. Başarıya götüren anahtar unsurlar sadece hazırlıklı olmak ve güçlü sağlık sistemleri değil, aynı zamanda insanlar ve hükümet arasındaki güvendir. Yerel topluluklardan uluslararası kuruluşların başkanlarına ve en güçlü ülkelerdeki en üst düzey hükümetlere kadar, bu güvenin temeli etkili liderliktir…”

-*-*-

Etkili liderlik nedir?

Mesela Dr. Singer’e göre, etkili liderliğin birinci ve en önemli özelliği şudur:

“… Liderlik haberler kötü olduğunda ve gerçekleri kabul etmek zor olduğunda bile halka gerçeği söyleme cesareti gerektirir. Dürüst liderler bilime, kanıta ve verilere değer verir ve kararlarını bu faktörler yönlendirir.”

Ve yine aynı bilim insanına göre, “… Toplumlarına hizmet etmek için kendilerini tehlikeye atan sağlık çalışanlarına ve temel çalışanlara saygı göstermek gibi, ölen 1,6 milyon insanın aileleriyle ve sağlıklarını veya geçim kaynaklarını kaybeden çok daha fazla kişiyle empati kurmak da başlı başına bir liderlik davranışıdır.”

-*-*-

Demek ki neymiş?

Önce kendilerini tehlikeye atan sağlık çalışanlarına…

Sonra çalışanların tümüne…

Ve ölenlerin ailelerine… (Ki bizde bu Allah’a çok şükür ki neredeyse sıfırdır)…

Ve “geçim kaynaklarını kaybedenlere” yani işsiz ve parasız kalan insanlara empati şartmış…

-*-*-

Yani hükümetimiz; pandemi olayında çok iyi bir liderlik yapacaksa; “sadece sağlık” diyemez…

Elbette “önce sağlık”…

Ama iyi bir liderlik için, mesela işsiz kalanlar, iflas edenler, turizm sektörü, taşımacılar, seyahat acenteleri “göz ardı” edilmemeliymiş…

-*-*-

Dr. Singer’in “iyi bir liderlik”le alakalı çok çarpıcı bulduğum bir “saptaması da şu:

“… Finlandiya, İzlanda, Almanya ve Yeni Zelanda dahil kadın liderlerin yönettiği ülkeler virüsle mücadelede özellikle başarılı oldu.”

Bayıldım bu saptamaya!

Neden mi?

Çünkü bizde ne yazık ki sanki hükümette veya ülke liderlik kademelerinde hiç kadın olmaması için gerici özel bir çaba harcanıyor!

-*-*-

Ve gelelim, Dr. Singer’in şu saptamasına:

“… Kovid-19 bize sağlığın müreffeh ekonomilerin ve güvenli ülkelerin temeli olduğunu ve liderliğin sağlık, iklim, çatışma ve eşitsizlik gibi birbiriyle bağlantılı küresel zorluklara karşı esas aşı olduğunu öğretti.”

Ne demek istiyor doktor?

Diyor ki, “sağlık, müreffeh ekonomilerin ve güvenli ülkelerin temelidir”…

Bunda hemfikiriz değil mi?

Hemfikiriz!

Önce sağlık!

-*-*-

Ama iyi bir liderlik; yani iyi bir hükümet olmak; “lagaluga etmek, 24 saat basın toplantısı düzenleyip ceklerle caklarla film çevirmek değildir…”

İyi bir liderlik; yani iyi bir hükümet olmak; her soruna karşı aşı olabilmektir…

-*-*–

Evet, 890 milyon TL’nin 13’üncü maaşlar veya devlet ödemeleri için “elde edilmiş olması”, bazı arkadaşlarımızın ısrarla ve inatla dile getirdiği gibi “kötü” bir şey değildir; iyi bir şeydir. İyi bir liderliktir…

Ama esnafın kazanmasını bu maaş ödemelerinin bir uzantısına bağlamaya çalışmak veya özel sektör çalışanlarını hiç düşünmemek, 4 aydır bin 500’er yüz TL verememek; iyi bir liderlik değildir…

-*-*-

Köşe yazarı kardeşim Levent Özadam dün bahsetti; Ercan – casino – Ercan”…

Neden olmasın ki!

Evet, Türkiye’den bir miktar kumar sevdalısı gelebilmeli!

Denetleyeceksin kardeşim!

Her tedbiri alacaksın!

Maskesiz gördüğün her kişiye acımadan cezayı basacaksın!

Testini yapacaksın!

Taşımacılığı en sağlıklı bir şekilde başaracaksın!

-*-*-

Ve devletinin maaşlı her elemanının, her canı çektiğinde, pandemi nedeniyle çok ciddi şekilde zarara uğramış örneğin casino ve otellere, onların yöneticilerine “hırsız kumar baronları, kara para aklayıcılar” diye saldırmasına da izin vermeyeceksin!

 

Sağlığımızı sadece “koronavirüs” mü bozuyor?

Sadece Covid – 19 mu öldürücüdür?

Kafama takılan bazı konular var!

Mesela, tamam, “Önce sağlık!”…

Elbette önce sağlık!

Ama açıkladığınız rakamlar doğruysa, aldığınız tedbirler “abartılı” değil mi?

-*-*-

Yani diyeceğim şudur ki; açıkladığınız “vaka sayıları” doğru değildir ya da aldığınız tedbirler “hikaye”dir!

-*-*-

Devletten maaş alanlara 13’üncü maaş ödendi.

Önümüzdeki günlerde normal maaşları da ödenecek.

Peki, öteki “özel” sektörler?

-*-*-

Tamam, evet, haklısınız, “önce sağlık”…

Bir diyeceğim yok da, 4 – 5 yerel vakaya, bu kadar abartı “karar” niye?

Neden 16 yerel gördüğümüz gün, “tümden kapanıyoruz” demediniz?

-*-*-

Dün de yazmaya çalıştık; iyi liderlik, sadece koronavirüsün bulaşmasını engelleyici tedbirler alınarak gösterilemez.

İyi liderlik, başarılı hükümet; Türkiye’den maaş desteği almakla kanıtlanamaz…

-*-*-

Ne mi yapmak lazımdı?

“Ben bilirim, dilediğimi de yaparım” denmemeliydi!

Bu işten zarar görecek olan sektör veya sektörlerin temsilcileri ile çok ayrıntılı bir şekilde konuşulmalıydı ve uzlaşılmalıydı.

Onların zararlarının ne olacağı da bilinmeliydi!

Hesaplanmış olmalıydı!

Ve ikna edilmeleri gerekmekteydi!

-*-*-

“Kapatıyoruz, onlar zaten zengin” diye bir düşünce de hakimdir anladığım kadarıyla!

Tamam da, “zengin” dediğiniz insanlar para kazanmazsa, yanlarındaki “yoksul çalışanları” nasıl ödeyecekler?

-*-*-

Saat 21.00’de kapanma kararı da “tedbir” açısından hoş!

Peki, meyhane ile restoran arasındaki farkı nasıl ayırt ediyoruz?

Meyhaneler 4 Ocak’a kadar kapalı kalacak!

Restoranlarda alkol verilmiyor mu?

Yoksa sorun alkol değil, mezelerin çokluğu mu?

Ortada bir gariplik var!

-*-*-

“Ercan – casino – Ercan” formülü neden reddediliyor?

Bu da bence akla gelen bir soru!

Benzer oranda veya sayıda vaka varken, “3 gün serbest”ti!

Şimdi neden, “bazı ağır şartlar, daha sıkı denetimle”; Ercan – casino – Ercan formülü “serbest” değil?

-*-*-

Liderlik, matematiktir.

Liderlik, muhasebedir.

Çok iyi matematik bileceksiniz.

Çok iyi hesap yapacaksınız.

Evet, “kesinlikle önce sağlık”…

Ama siz mesela Bizim Meyhane’nin işletmecisi Emirali’nin “sağlığını” da düşüneceksiniz!

Ve siz evet Besim Tibuk’u da hesaba katacaksınız!

-*-*-

Bu ülkenin, çok iyi denetlenen, çok iyi matematik hesabıyla ve muhteşem bir muhasebecilik örneğiyle eğer normal bir zamanda beş tane daha Besim Tibuk’u, beş tane daha Halil Falyalı’sı olursa, her gözümüz seyirdiğinde, “Ankara Ankara güzel Ankara, ben yine düştüm dara” diye “dilenci” durumuna düşülmeyeceğini çok iyi bileceksiniz…

-*-*-

Ve nasıl ki devletin maaşlarını ödemek için canınızı dişinize takıyorsunuz; şu anda, o ya da bu nedenle “mağdur” durumdaki her iş insanını, her emek insanını, her vatandaşı “eşit” koruyacaksınız!

“Bağlı olacağınıza yemin ettiğiniz” Anayasa da size bunu emrediyor değil mi?

-*-*-

Evet, önce sağlık!

Ama, Güney’de çalışan işçilerin, bu ülkeye ciddi ekonomik getirisi olup olmadığının da önceden hesabını yapacaksınız!

Ve bileceksiniz!

Ve eğer bu insanlar işe gidemezse, kaç kişinin aç kalma riski taşıdığını, sorulduğu zaman “şrak” diye söyleyebileceksiniz!

-*-*-

Kısacası, “hesap, kitap, muhasebe!”

Çok merak ediyorum; mesela Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli veya İçişleri Bakanı Kutlu Evren; şu anda bu ülkede, kaç aşıya ihtiyaç olduğunu biliyor mu?

Bence bırakın bu iki bakanı, hiç kimse bilmiyor!

Çünkü kimse, nüfusu saymadı ki!!!

-*-*-

Siz ekonomiyi; siz sağlığı yönetmeyi, “guduru hesapla mı” becereceksiniz?

Ya da siz iyi liderlik yapmayı; “bir kısım insanı mutlu etmek” olarak mı görüyorsunuz?

-*-*-

Sonra da size birileri azıcık eleştirinin dozajını artırdığında kızıyorsunuz!

Peki neden bunca yıldır nüfusu saymadınız?

Neden bunca yıldır bu konuda ortalığı ayağa kaldırmadınız?

-*-*-

AB size aşı verecekse ya da Kıbrıs Cumhuriyeti’nden “hakkımızdır” diyerek, doğal gazda olduğu gibi, aşı da talep edecekseniz; “kaç kişisiniz?” diye sorarlarsa ne diyeceksiniz?

-*-*-

Türkiye’den 500 bin adet aşı geleceği söylendi!

Bu rakam, “kafadan hesaplama yöntemi ile belirlendi” değil mi?

Gerçi Türkiye bizim resmi nüfusumuzun “kalabalık” olduğunu biliyor ya; ki o da ayrı bir şaka konusu!

-*-*-

Evet, önce sağlık!

Ama ondan önce “iyi liderlik”…

Sadece sağlığı yönetmek de bir şekilde “başarı”dır ama kesinlikle “iyi bir liderlik” değildir.

-*-*-

Herkesin hayatını korumanız lazım.

Herkesin sağlığını düşünmeniz lazım.

Bizim sağlığımızı sadece “koronavirüs” mü bozuyor?

Sadece Covid – 19 mu öldürücüdür?

Peki açlık?

Peki ruh sağlığı?

Diğer Haberler

Başa dön tuşu