KıbrısManşetSiyaset

Kestirip atmak yerine

Kıbrıs’taki mevcut durumun Ada’yı bölmeye doğru gittiğini ve kalıcı bir ayrılığa doğru sürüklendiğini sürece objektif bakabilen herkes görebilir. Dolayısıyla bu akıbetin kimseye bir fayda sağlamayacağını da söylemek mümkün!

Hafta sonunu fırsat bilerek Güney Kıbrıs Rum Liderliğinden ( Kıbrıs Cumhuriyeti) GYÖ kapsamında ele aldığı ve  Kıbrıs Türk Liderliğine (KKTC) yapılan önerileri sakin kafa ile okudum. Açıkçası kendi adıma belirtmem gerekirse mevcut koşulları ve ülkemin içinde bulunduğu konjonktürü de göz önüne aldığım zaman bu önerilerin kestirip atılması yerine, değerlendirilebileceğini  ve karşı önerilerinde Rum Liderliğine iletilmesi  suretiyle bir ilerleme sağlanabileceğini düşünüyorum. Bugün Rum Liderliğinin yapmış olduğu bu önerileri sizlerle paylaşmak istedim.

“Maraş-Timbu (Ercan) Havaalanı:

Yasal sakinlerin güvenlik şartları altında en kısa sürede geri dönebilmesi için kapalı Maraş bölgesi ve buraya erişim BM Güvenlik Konseyi’nin 550 ve 789 sayılı kararları uyarınca BM idaresine devredilecek.

Bu sürece paralel, Ercan Havaalanı da BM’nin yönetimine verilecek ve 1944 Chicago Sözleşmesi de dahil ilgili uluslararası hukuk kurallarına ve 1960 Kuruluş Sözleşmesi’ne tam uyumla İşleyecek.

Kıbrıs’ta tek ve bölünmez bir uçuş bilgilendirme bölgesi (FIR) olmaya devam edecek

Mağusa Limanı-Ankara Protokolü:

Mağusa Limanı aracılığıyla ticaret için Kıbrıs’ın 2003 tarihli AB katılım metninin 10’uncu protokolüne uygun pratik düzenlemeler üzerinde anlaşma sağlanacak. Bu alışverişler Avrupa Komisyonu tarafından yönetilecek”

“Türkiye Kıbrıs’a yönelik kısıtlamalarını kaldıracak ve Katılım Anlaşması Ek Protokolünü Kıbrıs için tam ve istisnasız uygulayacak ve böylece, diğer şeyler yanında, Kıbrıs bayraklı gemilerin Türk(iye) limanlarına erişimine ve alanının açılmasına müsaade edecek.

Kıbrıslı yurttaşlar hidrokarbonların tek bir damlasından ve olası gelirinden mahrum edilmeyecek. Kıbrıs sorunu çözülmeden dahi, gelecekteki oluşturucu devletlerin nüfusu/vatandaşları oranında Kıbrıs Türk toplumu için de ilgili gelir özel bir hesaba yatırılacak.

  • Kıbrıs ile Türkiye arasında, Münhasır Ekonomik Bölge/ kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşması yapılacak.

Oluşturucu devletler bütün yetkilerini, federal hükümetin tahakkümü olmadan tam ve kesintisiz kullanacak.

Federal yasalar oluşturucu devletlerin, kendi yetki alanları içerisindeki yasalarını ihlal etmeyecek, oluşturucu devletlerin yasaları da federal hükümetin kendi yetkileri içerisindeki yasalarını ihlal etmeyecek.”

Taraflardan hiçbiri diğerinin hak veya yetkisini talep edemeyecek. Federal anayasa, oluşturucu devletler tarafından kullanılacak geriye kalan (artık) yetkileri öngörecek.

Her bir oluşturucu devletin kendi iç vatandaşlık statüsü ile ilgili belirli kriterler ihdas etme hakkı olacak”

Velhasıl bu önerilerin çöpe atılarak yok sayılması bana göre aklın yolu değil.

Aklı yolu bu önerilere karşı eğer varsa ki olmalı karşı ve yapıcı önerilerle karşılık vermektir. Diplomasi bunu gerektirir.

Kıbrıs’taki mevcut durumun Ada’yı bölmeye doğru gittiğini ve kalıcı bir ayrılığa doğru sürüklendiğini sürece objektif bakabilen herkes görebilir. Dolayısıyla bu akıbetin kimseye bir fayda sağlamayacağını da söylemek mümkün!

Diğer Haberler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu