Kolaycılığı bırakın politika üretin

Derviş Kemal Deniz: ”Hellim ihracı konusunda AB nin uygulamalarına ilişkin basında yer alan haberler kafa karıştırıcı.

AB uygulamalarını içeren Yeşil hat tüzüğü ile Kıbrıs’ın kuzeyi yani KKTC olarak Güneye mal satabiliyorsak hellim ihracında değişen ne?”

Sayın Derviş Kemal Deniz ne kadar akıl dolu bir tespit yapmış.

AB diyor ki ben sana bunu yerel ürün olarak tescilledim.

Kriterlerim de şunlar.

Yüzde 51 koyun sütü olacak.

Şu kadar keçi sütü katılacak.

İnek sütü şu oranda olacak bu oranda olmayacak.

Bu kadar net.

Peki anlaşılmayan nedir?

Mız mız edip durmak.

Biz istiyoruz ki  inek sütü ve toz sütle ihraç olsun.

Murat edilen bu.

Kısacası işin bize  uyan kısmına bakıyoruz..

Yani kolaycılığa.

Koyun sütü belli zamanlarda vardır.

İnek gibi değil.

Üstelik koyun masraftır.

Bu iş için de ayrıca maksadına uygun koyun gerekmektedir.

Koyunu sürekli tutamazsınız.

Ot otlak ayrıca yem tedariki şart.

Jelatinli süt tozuyla hellim üretmeye meyilli bir anlayış geliştirdiler.

Oysa ortada bir takım kriterler var.

Bu kriterler hazır olmayabilir.

Bizim bu süre zarfında bunlara odaklanarak eksikliklerimizi gidermek için planlama yapmamız  gerekirken,bu süreyi acaba bize farklı bir uygulama getirirler mi hayalciliği içinde günleri geçiriyoruz.

Kaldı ki tescil kararında , Avrupa pazarına girecek Hellim’in “Hellim/Halloumi” isimlerinden birini veya istenirse ikisini de kullanarak sadece Kıbrıs’ta üretilebilmesini, başka bir ülkede yapılan üretimlerde bu isimlerin kullanılamamasını ayrıca bu isimlerin kullanılabilmesi için üretilecek hellimin belirli kriterlere uymasını içeriyor.

AB tarafından hazırlanan metinde, hellimin ayrı ayrı koyun veya keçi sütünden, koyun ve keçi sütünün karışımından, ya da koyun ve keçi sütüne inek sütü de katılarak yapılabileceği belirtiliyor.

Ancak inek sütünün oranının, daima koyun veya keçi sütünün oranından daha az olması gerektiği vurgulanıyor.

27/09/2021 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti, Bureau Veritas isimli bir uluslararası denetim firması ile hellimin Kıbrıs’ta denetimi ile ilgili bağımsız bir sözleşme yaptı. Bu sözleşme European Commission tarafından tescillenip onaylandı. Bu firma yetkilendirildi ve maalesef sonrası söz konusu girma  Kuzey Kıbrıs ile iletişime geçmediği gibi, KKTC yetkilileri de bu firma ile bağlantı kurmayı dahi denemediler.

Peki  neden?

Bu konuda elle tutulur gözle görülür bir politika olmadığından..

Kurultay ve seçim gündemi varken topluma fayda sağlayacak konulara ne gerek var öyle değil mi?

Bütün bunlardan sonra bu kadar net bir konuyu hala sulandırmaya çalışmak ve siyasi nedenlerin arkasına sığınmak ne kadar gerçekçi bir yaklaşımdır.

Kuzey Kıbrıs’ta yetkililer “Hellim” konusunda AB verdiği sözleri tutmadı diyorlar.

Peki biz bunun için bir farkındalık yaratıp onlara sunabildik mi?

Hayır.

Onlara belirlenen kriterler için  kısa, orta ve uzun vadede planlayarak şunları şunları hayata geçiriyoruz, geçireceğiz diye somut programlar önlerine koyabildik mi?

Yok.