Güney KıbrısKıbrısManşetSiyasetTürkiye

“Maraş’ı Güney Kıbrıs için 47 yıl daha bekletecek değilim!”

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, konuk olduğu bir web TV yayınında Maraş ile ilgili izlenecek yoldan bahsederek, Kıbrıs sorununun geldiği son noktayı anlattı.

GÜNEY KIBRIS AVRUPA BİRLİĞİ’NE NASIL GİREBİLDİ? Cumhurbaşkanı Tatar, Güney’in AB’ye girebilmiş olmasını sorgulayarak, “Annan Planı’na biz ‘Evet’ derken onlar ‘Hayır’ dedi ancak onlar şu an Avrupa Birliği’nde. Bu nasıl olur? Uluslararası anlaşmaları çiğneyerek, Türkiye daha Avrupa Birliği’ne katılmamışken, Yunanistan ile Güney Kıbrıs birlikte AB’ye girmiştir” dedi.

KENDİ DEVLETİMİZE SAHİP ÇIKARSAK BAĞIMSIZ VE ÖZGÜR OLABİLİRİZ… ‘İki Bağımsız Devlet’ konusuna değinen Tatar, “Kendi devletimize sahip çıkarsak kendi bağımsızlığımızı ve özgürlüğümüzü sürdürebileceğiz. Zaman içerisinde federasyon adı altında ‘Azınlık’ olarak anılacağımızı bildiğimizden, egemen eşitlik ve iki ayrı devlet politikası artık mevcuttur” dedi.

ORTAK BİR ZEMİN BULAMADIK VE FİKİR BİRLİĞİNDE OLAMIYORUZ… Güney Kıbrıs ile bir türlü ortak bir zeminde anlaşamadıklarını ve fikir ayrılığı yaşandığını anlatan Tatar, “Ortak bir zemin bulamadık ve bir fikir birliğinde olamıyoruz. 1974’ten bu yanı 47 yıl geçmiş ve çok şey değişmiştir. Dolayısıyla Güney, “Maraş’ı çantada keklik” olarak görmekten vazgeçsin” dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, konuk olduğu bir web TV yayınında Maraş ile ilgili izlenecek yoldan bahsederek, Kıbrıs sorununun geldiği son noktayı anlattı.

Öncelikle, Maraş’ın 47 yıl boyunca çözüme kavuşturulması için gerek Annan Planı gerekse Crans Montana gibi adımların atıldığı ancak her seferinde buna Güney Kıbrıs’ın karşı çıktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, artık Maraş’ın Güney’e iadesinin söz konusu olmadığını ve KKTC’nin bunca yıl yediği ambargolara daha da yenilerinin eklenmesine ‘Dur’ diyeceklerini ima etti.

Diğer yandan, ‘Federasyon’ algısından kesinlikle vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayan Tatar, KKTC’nin bir azınlık olarak anılacağı hiçbir anlaşmada yer almayacağını ve bu yüzden artık tek çözümün her iki tarafın da uzlaşacağı ‘Bağımsız İki Devlet’ algısı olduğundan bahsetti.

GÜNEY KIBRIS AVRUPA BİRLİĞİ’NE NASIL GİREBİLDİ?

Cumhurbaşkanı Tatar’ın yapmış olduğu açıklamaları şu şekildedir:

“Nasıl olur da Maraş’ta tek hak sahibi Güney Kıbrıs olabiliyor? Annan Planı’na biz ‘Evet’ derken onlar ‘Hayır’ dedi ancak onlar şu an Avrupa Birliği’nde. Bu nasıl olur? Uluslararası anlaşmaları çiğneyerek, Türkiye daha Avrupa Birliği’ne katılmamışken, Yunanistan ile Güney Kıbrıs birlikte AB’ye girmiştir. Biz 47 yıl sonra bir anlaşmaya varılamadığı için Maraş’ı açıyoruz. Ancak Maraş’taki mal sahiplerine mallarını uluslararası hukuk kapsamında iade edeceğiz ve yasa çiğnemeyeceğiz. Unutulmamalıdır ki orası KKTC toprağıdır ve oraya geri gelip yerleşmek isteyen Güney Kıbrıslı vatandaşlar da yönetenlerin biz olacağımızın bilincinde olsunlar. İade meselesi tamamen gündemden kalkmıştır ancak her şey hak ve hukuk kapsamında yapılacaktır.”

TATAR: KENDİ DEVLETİMİZE SAHİP ÇIKARSAK BAĞIMSIZ VE ÖZGÜR OLABİLİRİZ

“Herkes elini vicdanına koysun. Bizim cesaretli adımlar atmamızı bazıları hazmedemiyor ve bu yüzden aleyhimde söylemlerde bulunuyorlar. Kendi devletimize sahip çıkarsak kendi bağımsızlığımızı ve özgürlüğümüzü sürdürebileceğiz. Zaman içerisinde federasyon adı altında ‘Azınlık’ olarak anılacağımızı bildiğimizden, egemen eşitlik ve iki ayrı devlet politikası artık mevcuttur. Güney Kıbrıs’ın düşüncesini ben biliyorum. “Ben Türklerin egemenliğini kabul etmeyeceğim çünkü egemen olurlarsa Türkiye KKTC’den çıkmayacak” diye düşünüyorlar. Doğru siyasetin bu olduğunu düşünüyorum ve pandemi sonrası KKTC için güzel bir yükseliş beklemekteyim. Ekonomik olarak kalkınıp, gelişebilmemiz için siyasi olarak bir devlet olursak ve arkamızda Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği olursa güzel günler kapıda demektir. Yatırımcılar da güvenilir bir siyaset ister ve biz bunu sağlayacağız.”

MARAŞ’IN AÇILAN KISMINDAKİ ASAYİŞ İLÇE POLİSİNDEN SORULACAK

“3. aşama aynı doğrultuda olacaktır. Şu anda 30 başvuru var. Bunlar değerlendirilecek ve orada bir takım altyapı projeleri söz konusu. Mahkeme gözetiminde haklarına sahip olabilecekler. Bu safhadan sonra %5.5 açabiliriz. Şu anda güvenliği Güvenlik Kuvvetleri sağlamaktadır. Sivil idareye dönüştürüldüğü zaman asayiş ilçe polisi tarafından sağlanacaktır. Neden daha fala değil da %3.5? Çünkü polisin o bölgede asayişi ve güvenliği sağlayabilmesi için yavaş yavaş açılıma gidiliyor. Hâlihazırda polis mensuplarında da eksiklik vardır ve en az 200 polisin eksikliği olduğu göz önünde bulundurulduğunda yavaş açılıma gitmek en mantıklı olacaktır.”

“ORTAK BİR ZEMİN BULAMADIK VE FİKİR BİRLİĞİNDE OLAMIYORUZ”

“Ortak bir zemin bulamadık ve bir fikir birliğinde olamıyoruz. 1974’ten bu yanı 47 yıl geçmiş ve çok şey değişmiştir. Dolayısıyla Güney, “Maraş’ı çantada keklik” olarak görmekten vazgeçsin. Eğer onlar Annan Planı’na ‘Evet’ deseydi veya Crans Montana’da masayı onlar devirmemiş olsalardı, bugün Maraş zaten iade edilecekti. Ancak onların engelleri yüzünden KKTC’nin çoğu konuda ambargo yedi ve bir 47 yıl daha KKTC’nin bunu yaşamasına iznim yok. Boşuna hayal etmesinler, Maraş geri verilmeyecek. Benim en baştan beri hedefim Maraş’ı açmaktı ve bunun da sonuna dek arkasında durdum, duracağım da. Çünkü ben hiçbir zaman ‘Federasyon’ sisteminin ülkemizde işlevsel olamayacağını belirtmiştim. Her zaman iki ayrı devlet düşüncesinin savunucusu oldum.”

TATAR: TÜRKİYE OLMADAN KIBRIS MESELESİ BU RADDEYE GELEMEZDİ

 “Biz Kıbrıs’ta ‘Kıbrıs Meselesi’ni bu raddeye tek başımıza getiremezdik. 1960 anlaşmaları imzalanırken, tüm dünya iki ayrı ülkenin imza attığını da gördüler. Tüm kamuoyu bilmelidir ki bu davada Türk milletinin davasıdır. 1950’de de sonraki süreçlerde de Türkiye yanımızdaydı. Dolayısıyla bu kavgayı biz Türkiye ile yürütmek durumundayız. Şu andan itibaren iki devletli bir anlaşma sürecini götürebilmek için müzakere yolu ile sürdürülebilir, egemen eşitliği olan bir anlaşma yapılabilir. Sayın Denktaş da zamanında ‘Egemen Devlet’ düşüncesindeydi ancak bunu bile farklı noktaya götüren muhalifler vardır. Türkiye’nin tamamının desteğini alabilmek hiç kolay değildir. O çok büyük bir güçtür ve bizi ileriye götürecek olan da budur. Bu kadar sene verilen mücadele Türkiye’nin çekilmesiyle boşa gider ve 1960 yılından da gerisine gideriz.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu