Günümüz günleri artık “Elinin hamuruyla…” başlayan abuk cümlelere ilişkin günler değil. ‘Bilim adamları’ bilim insanı, ‘iş adamı’ da iş insanı oldu ki iyi oldu.
Artık ‘devlet adamı’ sözü ise özellikle İngiliz lider Margaret Hilda Thatcher’den sonra rafa kalktı ki zaten bu konuda Avrupa Birliği’nin Alman lideri Bayan Merkel kapak yaptı hepimize.
Bu yıl da Yükseköğretime Geçiş Sınavı sonuçları açıklandı ya, kızlar erkeklerden çok daha başarılı. Bu yıl da, geçen yıl da, herl’d yani gelecek yıl da öyle olacak kuvvetle ihtimâl tarihin tekerrürü açısıdan. Bu durumun sebebini birçok eğitim sosyoloğu araştırdı ve birçok teori ortaya koydular. İlgili teorileri okuduğumuzda esas cevabı bulamadık maalesef. Naçizane saptamamız; “Eğitimde tamam ama diğer sektörlerde de fırsat eşitliği sağlansın, kızcıklar erkeklere her türlü çakar” yönünde. Ah Sezen’in Kardelenleri ahhh!
Dünyaca ünlü şampiyon kasın bisikletçi Judith Arndt hafta içi bu negatif ayrımcılık merkezinde bir açıklama yaptı; “Sponsorlar hep erkekleri destekliyorlar. Neden mi? Çünkü medyadaki izletme oranları bizden kat kat fazla. Başta Eurosport olmak üzere tüm spor medyası sürekli olarak negatif ayrımcılık yapıyor. Hâl böyle olunca da sponsor şirketler sürekli olarak erkek sporculara destek veriyor” dedi. Külliyen katılıyoruz!
Her iki cins de aynı eforla spor yapıyorlar, eziliyorlar, aynı kan ve teri akıtıyorlar ama işler para ve reytinge geldi mi nanay! Sonuç mu? “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın var” derler ya, kısmen o da yalan oldu. “Her başarısız kadının önünde takoz gibi bir erkek vardır” dersek fena olmaz hani. Maalesef.
