KıbrısManşetSağlıkSiyaset

Nisan hedefi tutar mı?

Bugün bu vizyonsuzluğun ve öngörüsüzlüğün bedelini  halk olarak hepimiz ödüyoruz ve bu gidişle  ödemeye devam edeceğiz

Nisan ayında en azından COVİD 19 pandemisinin etkisini olabildiğince azaltarak normale yakın yaşam koşullarına dönmemiz mümkün olabilir mi?

Elbette bu mümkün.

Lakin içinde bulunduğumuz kriz sürecinin çok iyi yönetilmesi gerekiyor. Açıkçası şu ana kadar hükümet bunu başarmış değil.

Belli ki böyle bir krizi yönetecek yetiye de sahip değiller.

Fakat daha da kötüsü belli konularda tecrübe sahibi alanında uzman kişilerden yeterince yararlanılmamış olmasıdır.

Ha siyasetçi olabilirsiniz, hasbelkader milletvekili seçilebilirsiniz, hasbelkader bakan olarak atanabilirsiniz, hatta ve hatta hasbelkader cumhurbaşkanı ve başbakan da olabilirsiniz..

Bu her şeye muktedirsiniz anlamına gelmez

Dolayısıyla birçok konuya hakim olmayabilirsiniz.

Ve bu son derece doğaldır.

O zaman hakim olmadığınız konularda uzman kişilerin görüşlerine başvuracaksınız.

Bu bir zayıflık değildir.

Bilakis kendinizi geliştirmek için ortaya koyduğumuz takdir edilmesi gereken bir çabadır.

Malum yaklaşık bir yıldır tüm dünyayı kasıp kavuran öldürücü etkiye sahip salgın bir hastalıkla karşı karşıya kaldık.

Böyle hallerde devletler için sağlık önceliklidir.

Lakin bunun paralelinde yürütülmesi gereken bir de ekonomi var. sağlık ve ekonomiden kaynaklanacak  sıkıntıların aşılması için de proje ve planlar yapılır.

Devletin iktisadi yapısı ne kadar müsaitse, proje ve planların finansmanı da o kadar kolay olur.

Pandemi dönemi dünyadaki örneklere baktığımız zaman gelişmiş devletler finansal olarak gerileme gösterse de yurttaşlarını  kapanma dönemlerinde tatmin edici düzeyde iktisadi olarak desteklemişlerdir.

Bizim gibi halk için politika üretmeyi kavramayan ülkelerde devletler halklarını  kendi başının çaresine bakmak zorunda bırakmışlardır.

Zira bu gibi ülkelerde mevcut kaynaklar doğru kullanılmadığı için kriz dönemi ile ilgili öngörüye ve bilimsel veriye dayalı çalışmalar da noksandır.

Kuzey Kıbrıs da maalesef  bu plansız yakalanan ülkeler sınıfına girmektedir. Dolayısıyla bu anlamda plan ve proje üretilmediğinden ulaşılabilecek kaynaklara da erişmek mümkün olmuyor.

Oysa böyle bir krizin etkilerini en aza indirgemek için proje kapsamında desteklenecek planlar hayata geçirilmiş olsaydı  bugün hem Türkiye’nin finansal desteğinden hem de Avrupa Birliğinin projeye dayalı fonlarından daha çok katkı alabilirdik.

Bugün bu vizyonsuzluğun ve öngörüsüzlüğün bedelini  halk olarak hepimiz ödüyoruz ve bu gidişle  ödemeye devam edeceğiz.

Geldiğimiz  aşamada hükümet eldeki kısıtlı kaynakları da doğru kullanamadığı için maalesef ekonomik kaygılar ölümcül salgının önüne geçmiştir. Çok üzgünüm ama bu şekilde verilecek bir mücadelenin kaybedeni kesinlikle halk olacaktır!Bu sorumsuz plan ve projeye yönelik vizyon geliştiremeyen  anlayışın devam etmesi durumunda önümüzde duran fırsatların da elimizden kayıp gideceğini kestirmek güç değil.İşte tam da bu nedenle hem sağlık da,hem ekonomi de  önümüze koyduğumuz hedeflere ulaşmak için yerinde adımların atılması gerekiyor. Bugün normal yaşantılarımıza dönebilmemiz için, içinde  bulunduğumuz ölümcül etkiye sahip ve sürekli mutasyona uğrayan bu salgını mutlak surette kontrol altında tutmayı başarmamız gerekiyor.

Peki ama nasıl?

Sorumlu davranarak.

Öncelikle sosyal mesafe,maske,hijyen üçlüsünü yaşam tarzı haline getirmek zorundayız.

Bu kurallara uyduğumuz oranda normal yaşantılarımıza yakın bir yerlere dönebileceğiz.

Aksi takdirde bu süreç daha da uzayacak.

Bu arada elbette devleti yönetenlerin de sorumlulukları büyük.

Test ve aşı kampanyaları kapalı olduğumuz bu günlerde olabildiğince yoğunlaşarak yaygın hale getirilmelidir.

Aşı yeni dünya düzeninin en önemli enstrümanı olarak karşımızda duruyor. Nitekim ülkeler arası seyahatlerde aşının aranan ilk koşul olacağı bir sisteme doğru gidiyoruz..

Hal böyle iken bu ülkede yaşayan 7’den 70’e herkesin sorumluluğunun bilinci içinde davranması ile birlikte önümüzde duran Nisan hedefine ulaşmak mümkün olacaktır.

Aksini düşünmek dahi istemiyorum.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu