KıbrısManşetSiyaset

Olağanlaştırdıkça çıkmaza yürüyoruz…

Bakan Dursun Oğuz'un "Türkiye'den kaynak gelmez ise maaşları ödeyemeyiz"  ifadelerinin  Türkiye'ye bağımlılık algısını güçlendirmeye yönelik kullanıldığı yönünde yaygın bir de görüş var

Maliye Bakanı Dursun Oğuz, Türkiye’den bir kaynak aktarımı yapılmazsa bu ay maaşları ödeyemeyeceğiz dedi.

Yalan mı söyledi.

Hayır.

Kamu maliyesinin içler acısı durumunu ortaya koydu.

Bu bir realite.

Her ay yaşanan bir hadise.

Kamu çalışanlarının hak edişlerini ödeyebilmek için ya bankalardan borçlanmaya gidiliyor, ya Türkiye’den belli oranda bir kaynağın gelmesi bekleniyor.

Neden?

Kendi kendine yetecek bir ekonomiyi tesis edemedikleri için.

Nitekim bu kez de farklı bir şey olmadı.

Hazinede maaşları ödeyecek para yoktu.

Maliye Bakanı Oğuz’un açıklamaları sonrası Başbakan Ersan Saner devreye girdi, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ı aradı, rica etti, yardım istedi ve bu görüşmeden sonra kaynak aktarıldı kamu çalışanlarının maaşları ödendi. Türkiye’den gelen kaynağın  imzalanan  protokolün gereği olarak beklenen para akışı olduğu söylendi..

Velhasıl Bakan Dursun Oğuz’un bu ay  maaşlar ödenemeyebilir öngörüsü  tutmadı.

Önümüzdeki ay durum yine iç açıcı olmayacak.

Peki bu durum sürdürülebilir mi?

Elbette değil!

Gelecek ay aynı sıkıntı böylesi bir yönetim anlayışı içinde yine yaşanacak.

Bakan Dursun Oğuz’un “Türkiye’den kaynak gelmez ise maaşları ödeyemeyiz”  ifadelerinin  Türkiye’ye bağımlılık algısını güçlendirmeye yönelik kullanıldığı yönünde yaygın bir de görüş var.

Nitekim bu bilinçli bir algı da olabilir.

Elbette tartışılır.

Önce para yok, sonra Türkiye imdada yetişti parayı gönderdi durumu bugünkü bir algı değil.

Yıllardır yaratılan düzen içinde kurgulanan bir anlayışın ürünüdür bu!

Ve maalesef bunu  normalleştirdiğimiz sürece de bu hep böyle olacak.

Bu sürdürülemez ilişki biçimi ile yüzleşmek zorunda mıyız?

Kesinlikle evet..

Peki bu bağımlılık algısını güçlendirmeye çalışan anlayışın karşısında dimdik durmayı göze alan kaç kişi var bugün  bu ülkede?

Dolayısıyla burada  esas olan ve bize düşen bu bağımlılığı ortadan kaldırmak için yapılacakları kararlılıkla yerine getirmektir.

Toplum olarak biz buna hazır mıyız?

Esas yüzleşmemiz gereken konu bu..

Kamu maliyesinin yükünü azaltmaya, kayıp ekonomiyi ortaya çıkarmaya, adil vergi sistemini tesis etmeye, üretimi desteklemeye, yapısal reformları hayata geçirmeye, kamu maliyesini doğru kullanmaya hazır mıyız?

Bütün bunlar için yapılması elzem olan şeyleri yapmaya kararlı mıyız?

Gelir adaletini sağlamaya, eğitimde fırsat eşitliğini yaratmaya  hazır mıyız?  Eğer bütün bunlara kendimizi hazır hissediyorsak ve bu maksat doğrultusunda çaba göstereceksek, öncelikle yapmamız gereken şey, siyasi irade ortaya koyup bu cesareti ve akılcı tutumu gösterebilecek yöneticileri iş başına getirmeniz gerekiyor.

Yoksa defaatle aynı hataları yaparak doğruyu bulmak gibi bir gayretimiz olmadığı açıktır.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu