KıbrısManşetSiyaset

Ölüyü görevden alan devletin yeni şekli!!!

Gerçekten, az da olsa, “fahri” unvanlı bu “çaresizlik” ataması kardeşlerimiz içerisinde, KKTC’ye faydası dokunan elbette olmuştur… Ama aralarında “hayatı boyunca hiç işe yaramamış”; “KKTC’ye yarım kuruşluk katkısı olmamış” gösteriş budalaları da bulunmadı dersem yalan söylemiş olurum!

Aziz Nesin aradı…

Rıfat Ilgaz telefon açtı…

Derken Yılmaz Erdoğan ile Cem Yılmaz’ın bir birine düştüğü, küfürleştiği bildirildi…

Ata Demirer işi bıraktı, bir daha komedi yapmayacağını söyledi…

Derken KKTC Dışişleri Bakanlığı, üç sene önce ölen bir kardeşimizi “görevden aldı”…

-*-*-

Bu nasıl bir ciddiyetsizliktir?

Bu nedir?

Bu fahri temsilci saçmalığı ne işe yaramaktadır!

-*-*-

Londra’da yaşadığım yıllardı…

Yanılmıyorsam sene 1996…

Şeyh Nazım, kendi adıyla bir dergah açılışı için son kez Londra’ya gelmişti…

Ve aynı günlerde yaşamında son kez Londra’ya gelen biri daha vardı. Rauf Denktaş…

Denktaş da açılışa gelmişti.

Cat Stevens da… Yusuf İslam canım…

-*-*-

Denktaş, bazı gazetecilerle kaldığı otelde sohbet ediyordu…

Bir adam geldi.

Yanında bir başka adam daha vardı.

Denktaş beye selam verdiler, çok kısa sohbet edip gittiler.

Bir arkadaş Denktaş beye sordu; “… Efendim bu kardeş şimdi buralarda mı çalışıyor?”

“Fahri Temsilci” demişti Denktaş, ve çok alaycı bir gülümseme gelmişti yüzüne…

-*-*-

“Efendim, normal temsilcileri mamur ettik, fahri temsilciler ne iş?” diye sormuştum…

“Ahbaplarımız” demişti…

-*-*-

“Ne iş yapar bu ahbaplar?”

Kime çalışır?

Para alır mı?

-*-*-

Hep araştırdım yıllarca…

Gerçekten, az da olsa, “fahri” unvanlı bu “çaresizlik” ataması kardeşlerimiz içerisinde, KKTC’ye faydası dokunan elbette olmuştur…

Ama aralarında “hayatı boyunca hiç işe yaramamış”; “KKTC’ye yarım kuruşluk katkısı olmamış” gösteriş budalaları da bulunmadı dersem yalan söylemiş olurum!

-*-*-

Her devletin “fahri” temsilcileri elbette olabilir…

Ama bizim bu “fahri” temsilcilik olayı da ciddi anlamda “yalama” olmuş durumdadır.

Ve o yalama olma hali şu anda çok acı bir şekilde yüzümüze vurmuştur.

En nihayet, 3 yıl önce yaşamını yitiren bir “fahri temsilci”, “görevden alınmıştır”…

-*-*-

Skandal mıdır?

Komedi midir?

Yoksa “aşırı ciddiyetsizlik” midir?

Aslında hepsi beraber!

-*-*-

Ve ne yazık ki bu görüntü, bu komedi, bu ciddiyetsizlik, bu skandal; KKTC’nin gerçeğidir…

-*-*-

Ve şu anda bu gerçek; çok daha acı bir şekilde karşımızdadır…

Hep “bizden başka” birileri suçlanıyor…

Mesela AB, BM, İngiltere veya bizden başka herkes;  “çözümsüzlüğü pekiştirmekle” suçlanıyor.

Neden?

Çünkü bir algı yaratılmaya çalışılıyor!

Nedir bu algı yaratma çabası?

“Efendim, Rum tarafı da, AB de, garantör İngiltere de, BM de bağımsız devleti tanımadıkları, kabul etmedikleri için çözümsüzlük yanlısı” yapılmaya çalışılıyor…

-*-*-

Bakın, egemen eşit bir bağımsız devlet istemek elbette hakkınızdır…

Ama bunu isterken, “olabilirliğine” de “her açıdan” iyi bakmak mecburiyetindesiniz!

Kıbrıs adası üzerinde ne yazık ki, ne acıdır ki, tek bir devlet kabul görmektedir.

Ve bu gerçek, yukarıda adını saydıklarımızın “onayı” ya da “kabulü” olmaksızın; sizin savunduğunuzun gerçekleşmesini imkansızlaştırmaktadır!

Ve istediğiniz sanırım sadece budur!

-*-*-

Siz, ölüleri görevden almaya devam edin!

Çözüm, barış, federasyon isteyenleri hain ilan etmeye de devam edin!

Hatta 20 Temmuz günü, “Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” diye yeni bir sürprize hazırlanabilirsiniz!

Ama bunların hiç biri “çözüm” olmaz ve “Kıbrıs Türk toplumu” çıkarına da değildir!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu