GenelKıbrısManşetSiyasetToplum

Özersay: Pile konusu hakkında Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı zahmet edip muhalefete bilgi vermedi

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Pile-Yiğitler Yolu hakkında, ‘uzlaşmaya’ varıldığını Rum basınına yansıyan haberlerden öğrendiğini belirterek KKTC Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın konu ile ilgili kimseye bilgi vermemesini eleştirdi.

Sosyal medya hesabı üzerinden yayınladığı konu ile ilgili videolara da değinen Özersay;

“Buradan yayınladığım videoları izleyenler anımsayacaktır, insan kaçakçılığının ciddi artış gösterdiği bir dönemde kuzeyden güneye kontrolsüz geçiş suistimali yaratacak bir şeye kimse sıcak bakmaz, bu nedenle yeni bir kontrol noktasına, gümrük ve muhaceret denetimine açık olduğumuzu üçüncü taraflara söylemeliyiz demiştim” dedi.

Özersay; “Ben yaptım oldu” yaklaşımı yerine haklı olduğumuzu mantık çerçevesi içerisinde diğer taraflara diplomasi yoluyla anlatarak ve uzlaşmaya açık olduğumuzu göstermenin daha iyi olduğunu belirtti.

Özersay’ın açıklamasının tamamı şu şekilde;

Bu sabah Rum basınına yansıyan haberlere göre Pile konusunda bir uzlaşmaya varıldı.

Tahminim, en baştan itibaren söylediğimiz üzere, bu yolda dileyenin KKTC’den gelip Pile’ye ve oradan da güneye dilediği gibi geçemeyeceği güvencesinin diğer tüm taraflara verilmesi gereği ve verilmiş olduğudur. Buradan yayınladığım videoları izleyenler anımsayacaktır, insan kaçakçılığının ciddi artış gösterdiği bir dönemde kuzeyden güneye kontrolsüz geçiş suistimali yaratacak bir şeye kimse sıcak bakmaz, bu nedenle yeni bir kontrol noktasına, gümrük ve muhaceret denetimine açık olduğumuzu üçüncü taraflara söylemeliyiz demiştim. Tahminim gidişat bu yöndedir, tahminim diyorum çünkü günlerdir çağrı yapmamıza rağmen Cumhurbaşkanlığı ve/veya Dışişleri Bakanlığı ZAHMET EDİP muhalefete bilgi vermemiş, görüş sormamıştır. Bu nedenle bizi Rum basınına muhtaç bırakmıştır.

Şimdi bu sürece bakıldığı zaman “ben yaptım oldu” yaklaşımının değil, haklı olduğunuzu bir mantık çerçevesinde diğer taraflara diplomasi yoluyla anlatıp uzlaşmaya açık olduğunuzda sonuç alabilecek olduğunuz bir daha görülmüş oldu. “Tanınma olmadan hiç bir şey görüşmeyiz” yaklaşımı orada dururken Rum tarafıyla BM aracılığıyla görüşmek ve belki de 1 Eylül dünya barış gününde anlaşmak da adeta kaderin cilvesi gibi Tahsin beye nasip oluyor sanırım…

Bu konu Eylül’ün üçüncü haftası öncesi sonuçlandırıldığı takdirde New York’ta bu kez başka hamlelerin geleceğini tahmin etmek zor değil. Peki bizim taraf buna ne kadar hazır? Eskiden New York öncesi Cumhurbaşkanları diğer tüm siyasi partilere bilgilendirme yapar, görüş sorardı.

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu