KıbrısManşetSağlıkSürmanşet

Sağlığınız için deponuzu temizleyin

Kireçlenen, yosunlanan, yabancı maddelerle mikroplanan su depolarını temizleme hizmeti verenler, vatandaşlara önemli bir uyarıda bulunuyor

Kuzey Kıbrıs’ta suların kireçli olması, şebekeden zaman zaman kirli su gelmesi, su depolarının erken zamanda kirlenmesine ve kullanılmaz hale gelmesine neden oluyor. Kapakları iyi kapatılmamış depolara hayvanların düşüp ölmesi, aralık kapaklardan böceklerin depolara düşmesi ve bunların zamanında fark edilmemesi de ayrı bir dert. Tabii ki paslanma da su depolarının önemli sorunlarında birisi.

Durum o kadar büyük bir sorun haline geldi ki bu konuyla ilgili yeni bir iş kolu bile ortaya çıktı. Ülkemizde artık depoları temizleyen şirketler var.

Su depolarında toplanan kirecin ve mikropların önüne geçmek isteyen vatandaşlar, bu işi yapan şirketlere büyük ilgi gösteriyor. Geçmişte kendi imkânlarıyla ve zor şartlarda yaptıkları bu işi, şimdilerde modern yöntemlerle yerine getiren şirketlere devretmeyi tercih ediyor.

Bu alanda hizmet veren şirketler ise su depolarındaki temizliğin ciddiye alınmasını çünkü bu yolla insanlara birçok hastalığın bulaştığını söylüyor. Bu iş kolunda çalışanlar, depolarda kuş, fare, böcek, hatta kedi ölüsüne bile rastladıklarını vurguluyor. Tüm bunlar göz önüne alındığı zaman Türkiye’den gelen suda arıza yaşanmasının ardından birçok vatandaş depolarını temizlemek için kolları sıvadı. “Kuzey Kimya” şirketi de ülkemizde su deposu temizleme işini yapan şirketlerden birisi.

Bugüne kadar ülke genelinde birçok su deposu temizlediğini kaydeden Kuzey Kimya şirketi sorumlusu İlyas Bekaroğlu, su deposu temizleme ve dezenfekte servisinin 2006 yılında kurularak, çalışmalarına 2007 yılında başladığını söyledi.

DEPOLARIN DEZENFEKTE VE TEMİZLİĞİ ÖNEMLİDİR

Su depolarının temizliği ve dezenfekte edilmesi, şirketin faaliyet konularının başında yer aldığını anlatan Bekaroğlu, KKTC genelinde çalışmalarını sürdüren firmanın, her yıl büyüyerek alanında belirleyici konumuna geldiğini belirtti.

İlyas Bekaroğlu, hijyen konusunda çözüm ortakları, müşteriye sunulan ayrıntılı hizmet paketleri ile adını duyuran “Kuzey Kimya”nın, su deposu temizleme ve dezenfekte çözümlerinde öcü olduğunu söyledi.

Üç kişilik bir personelle bu işi yürüttüklerini anlatan Bekaroğlu, dünyada birçok ülke depo temizleme işini yapan şirketler bulunduğunu kaydetti. Bekaroğlu, Ankara ve İstanbul’daki firmalardan yardım istediklerini ve gerekli eğitim ile ilaç bilgilendirmesini aldıktan sonra bu işe başladıklarını söyledi.

“YEŞİLIRMAK’TAN KARPAZ’A HİZMET VERİYORUZ”

Müşteri ilişkilerinde günübirlik değil abone sistemi gibi kalıcı ilişki biçimlerini tercih ettiklerini anlatan İlyas Bekaroğlu, su deposu temizleme ve dezenfekte servisi oluşturarak müşteri odaklı çalışma prensipleriyle hareket ettiklerini vurguladı.

Bekaroğlu, şöyle konuştu:

“Kuzey Kimya Su Deposu Temizleme ve Dezenfekte Servisi, başta apartmanlar olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşların, işyerlerinin, sitelerin, tatil köylerinin, eğitim ve sağlık kuruluşlarının, gıda imalathanelerinin su depolarının temizliğini yaparak dezenfekte işlemlerini gerçekleştirmektedir.

Kuzey Kimya Su Deposu Temizleme ve Dezenfekte Servisi’nde yönetimden çalışanına kadar herkes işine değer vermekte ve müşterilerine saygıyla yaklaşmaktadır.  Telefonla alınan randevunun ardından ilk tespit görüşmelerinde çeşitli ürün ve uygulama seçenekleri sunularak müşteriler bilgilendirilmektedir.”

Bekaroğlu, tek tarife tek ücret politikası uyguladıklarını belirterek, Yeşilırmak’ta Karpaz’a kadar fiyatlarında bir farklılık olmadığını, ücret tarifesinde bir değişiklik yapılmadan tek tarife her yere aynı fiyat uygulandığını ve servis talebinin de aynı gün karşılandığını belirtti.

Depoların fiziki ve kimyasal temizlik olarak iki çeşit yöntemle temizlendiğini, özellikle yaz aylarında depo temizlemelerde yoğunluk yaşadıklarını anlatan Bekaroğlu, alt ve üst normal bir tonluk depoların temizlenmesinin 150 TL olduğunu söyledi. Bekaroğlu, bir evde çatıda bir, zemin katta ise genellikle iki tonluk depoların yer aldığını belirterek, üç depo için toplam 240 TL aldıklarını belirtti. Normal bir evin depolarının 1.5 saatte temizlenebildiğine dikkat çeken Bekaroğlu, “Bu fiyatın içerisinde sıcak su kazanı ve güneş panelleri temizlemenin de dâhildir” dedi. olduğunu,

5 tonluk deponun 220 TL, üç tonluk depoların ise 150 TL’ye temizlendiğini ifade eden Bekaroğlu, bir tondan 50 bin tona kadar kadar temizleme yaptıklarını ifade etti.

“KİRLENMİŞ PİS DEPOLAR İNSAN SAĞLIĞINI ETKİLER”

Apartman işyeri ve sitelerde bulunan su depolarının birçoğunun sağlıklı bir kapağı olmadığına işaret eden Bekaroğlu, kapaksız bir deponun her türlü tehdit ve tehlikeye açık olduğunu söyledi. Bekaroğlu, “Bir şey olmaz denilmemeli, her su deposunun sağlıklı, kilitli bir kapağı mutlaka olmalıdır” dedi.

Su depolarıyla ilgili korkunç manzaralarla karşılaştıklarını ifade eden Bekaroğlu, ev ve villaların yer depolarında yoğun kirece, kapağı açık kalan çatı depolarında ise kuş ölülerine rastladıklarını belirtti.

Bekaroğlu, içinde kuş ölüsü olan depoların, aylarca fark edilmeden kullanıldığı, insanların bu su ile yıkandığını, dişlerini fırçaladığını, meyve sebzesini yıkadığını anlatarak, “Durumun vahametini düşünebiliyor musunuz?” diye konuştu.

“YOSUN VE KİREÇ HAVUZUNA DÖNÜŞÜYORLAR”

Bazı depoların suyun yüzeyini yosun kapladığını ve adeta suyun görünmez olduğunu anlatan Bekaroğlu şöyle devam etti:

“Yıllarca ihmal edilen veya unutula n su depoları var. Birçok yerde eski eşyalardan ve atıklardan su deposuna güçlükle ulaşılabilmektedir. Bu durumdaki su depolarının görüntüsü, ‘bu kadarına da pes’ dedirtecek hale gelmiştir. İçerisindeki paslanmış demirler, tahta parçaları, inşaat atıkları, ağaç kökleri,  hamamböcekleri, solucanlar, kedi ve fare leşlerine rastlanmıştır. Bu durumdaki su depoları hastalık yapıcı mikropların oluşmasına kaynaklık ederek tehlike saçıyor.

Su deposunun yeri nerededir? Kapağı var mı? Tavanı nasıl? Suyla temas eden yüzeyleri sağlıklı mı? Okullarda su depoları temizleniyor mu? Buna benzer detaylar önemlidir. Bilinmelidir ki, su deposunun bakımı dezenfektesi sağlık açısından büyük öneme sahiptir. Kısacası kirli yaşıyoruz ama temiz gibi yapıyoruz.”

Bekaroğlu, su depolarının temizliği, dezenfektesi ve ıslahı konusunda bugüne kadar yapılan çalışmalardan ülke genelindeki su depolarının çoğunluğu düzenli olarak temizletilmemekte ve dezenfekte yaptırılmaması sonucu çıkmakta olduğunu söyledi.

Bulaşıcı hastalıkların çoğunun kirli sulardan kaynaklandığını veya su ile yayıldığını anlatan Bekaroğlu, bununla birlikte, ishal, kolera, hepatit, tifo ve paratifolar, sıtma, trahom, anemi, schistosomiasis, onchocerciasis, dracunculiasis, gıda aehirlenmeleri, paraziter, enfeksiyonlar, leptospira enfeksiyonu, viral enfeksiyonlar, kampilobakter enfeksiyonu, Japon ensefaliti, arsenik zehirlenmesi, kurşun zehirlenmesi gibi hastalıkların ortaya çıktığını belirtti.

“HASTALIKLAR KİRLİ SULARDAN GEÇİYOR”

Dünya Sağlık Örgütü’nün hazırladığı raporda hastalıkların yüzde sekseninin kirli sulardan kaynaklandığı ve bulaştığını açıklandığını kaydeden Bekaroğlu, her yıl iki milyondan fazla insanın su ile bulaşan hastalıklar yüzünden öldüğünün de bu raporlarda yer aldığını belirtti.

Suyla ilişkili olarak bulaşan hastalıkların önemli oranda olduğuna dikkat çeken Bekaroğlu, tehlikeleri yaratabilmesini önleyebilmek için sudaki bütün hastalık yapıcı etkenlerin yok edilmesi gerektiğini söyledi.

Su deposu temizlik ve dezenfektesinde özel eldiven, tulum, çizme, maske ve bone kullanıldığını anlatan Bekaroğlu, her iş bitiminde takım, donanım dezenfekte edildiğini ve bir önceki deponun kirliliğinin diğer müşteriye yansımadığını belirtti. Bekaroğlu, temizlik esnasında çevreyi kirletmediklerini ve doğal hayata zarar vermeyen su deposu temizliği için onaylanmış kimyasallar kullanıldığını, yıllar geçse bile müşteriyle ilk günkü hassasiyette muhatap olunduğunu kaydetti.

Bekaroğlu, şöyle devam etti:

“Kirli depolar sağlığımızı nasıl etkiler ? Depolardaki suları içmesek bile, sebze ve meyvelerin yıkanması, banyo ve tuvalette kullanımı, dişlerimizin fırçalanması, bulaşık ve çamaşır yıkanması ile de sudaki mikroplar vücudumuza girmektedir.(Tifo, Tifüs, Dizanteri, Kolera ve Hepatit, Lejyoner gibi hastalıklar oluşmaktadır.) Ayrıca kirli su depolarında görülen pas ve kum tanecikleri, hidrofor, arıtma cihazı, çamaşır ve bulaşık makinelerimizi tahrip ederek bozmaktadır. Periyodik temizlikleri yapılmayan depolarda; kedi ve fare ölüleri ile solucan, böcek, çamur, pas ve mantar tabakaları oluşur. Bunu önlemenin tek yolu; sadece bu tür pislikleri temizlemek için özel üretilmiş olan temizlik maddesi kullanarak su depolarını yılda en az bir defa periyodik olarak hijyenik temizlik yaptırmak ve dezenfekte ettirmektir.”

“AB KURALLARINA GÖRE HAREKET EDİYORUZ”

Bekaroğlu, şirketin su depolarının temizliğini, Avrupa Birliği standartlarına uygun, resmi kullanım izni ve özel patenti ve sağlığa zararı olmadığına dair resmi belgesi olan, Sağlık Bakanlığınca onaylı, “Johnson Diversey” isimli özel temizlik maddesi ile yapıldığını kaydetti.

Bu maddenin deponun yüzeylerine sürüldüğünde maddenin dezenfekte ve çözücü etkisi sayesinde, yüzeylerde taşlaşmış olarak bulunan; pas, mangan, kir ve mikroplar eriyerek çözüldüğünü anlatan Bekaroğlu, “Çözülen pislikler basınçlı yıkama makinesi ve aparatlarla yıkanarak tabanda biriken sular dışarı atılmakta ve depo hijyenik duruma getirilmektedir. Yıkama işleri bittikten sonra tankerle su alınacaksa deponun tonajına göre klor katılmaktadır. Hijyenik temizliği yapılmış depo suları içmeye ve kullanıma hazır hale getirilir” dedi.

SU HAYATIMIZDA BÜYÜK ÖNEME SAHİP

Bir kişinin bir günde ortalama 150 litre su tükettiğini, 4 kişilik bir ailenin ayda 18-20 ton su harcadığını anlatan İlyas Bekaroğlu, bunun da bir depo su demek olduğunu söyledi.

Her ay bir depo suyun yaptığımız yemeğe girdiğini ifade eden Bekaroğlu, “Çamaşırlarımız yıkanıyor, banyo yaparken bu suyu kullanıyoruz. Deponuzun temizliği, kullandığımız suyun temizliğini birebir etkiler. Bunun için; temiz depo eşittir temiz su” dedi.

Depolardaki suları içmesek bile, sebze ve meyvelerin yıkanması, banyo ve tuvalette kullanımı, dişlerimizin fırçalanması, bulaşık ve çamaşır yıkanması ile de sudaki mikroplar vücudumuza girdiğini kaydeden Bekaroğlu, periyodik temizlikleri yapılmayan depolarda; kedi ve fare ölüleri ile solucan, kurtçuk, çamur, pas ve mantar tabakaları oluştuğunu kaydetti.

İlyas Bekaroğlu, şöyle devam etti:

“Bunu önlemenin tek yolu; sadece bu tür pislikler için özel üretilmiş olan temizlik maddesi kullanarak su deposuna yılda en az bir kez periyodik temizlik yaptırmaktır.

Gelişen dünyada tüm hastalıkların yaklaşık yüzde 80’inin temiz ve hijyenik olmayan sulardan kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Her yıl, yarıdan fazlasını çocukların oluşturduğu 5 milyondan fazla kişi, kirli olan suya  bağlı olarak hayatını kaybetmektedir. Yani, kalitesiz, hijyen ve temiz olmayan içme ve kullanma suyu insanı hasta eder. Su depolarının kullanım ömrü uzadıkça hastalık yapıcı mikroorganizmaların üreme durumu anlamlı düzeyde artar.  Uzun süre suyla temas eden depo yüzeylerinde aşınma ile oluşan yerlerde mikroorganizmaların üremesine imkan sağlar. Depo yüzeylerinde korozyonun zamanla ilerlemesi sonucu depolarda delinme ve çatlaklar meydana gelebilir. Bu yüzden eski su depolarının periyodik bakımı, onarım ve dezenfeksiyonu işlemi daha sık aralıklarla yapılmalıdır.”

“NASIL TEMİZLİYORUZ?”

İlyas Bekaroğlu, temizliğe başlamadan önce deponun incelendiğini galvaniz depolarda çürüme çoksa temizleme işleminin iptal edildiğini söyledi.

Gömme polietilen depoların kapak çevresi toprak altında kalmışsa gerektiği kadar iyileştirme ve temizleme yapıldığını kaydeden Bekaroğlu, beton depoların kapak çevresinden hava ve su girebiliyorsa ekibin kapak çevresine hava ve su girmesini önleyecek şekilde harç veya silikonla kapattığını, bu işlemin maliyetinin şirketi tarafında karşılandığını belirtti.

Gerekli ekipmanların kısa sürede kurularak depoya girildiğini anlatan Bekaroğlu, güçlü dalgıç pompalarla depodaki suyun boşaltıldığını, deponun giriş kapağından başlayarak sıra ile duvarları tavanının spatula ile kazındığını kaydetti. Gözle görülebilen tüm görünür kirlerin yüzeylerden arındırıldığını ifade eden Bekaroğlu, elle yapılan temizlikte ürün kalıntılarının alınması ve ön temizleme aşamaları ile mekanik temizleme, fiziksel temizlik kapsamında yer aldığını söyledi.

Dünyaca ünlü “Johnson Diversey” kimyasalları ile deponun giriş kapağından başlayarak tavan duvar ve tabanı deponun cinsine uygun dezenfektanlar pompa yardımıyla püskürtme şeklinde gerektiği kadar ilaçlanıp fırçalandığını kaydeden Bekaroğlu, bu kimyasalların insan sağlığına zararsız Sağlık Bakanlığı onaylı uluslararası sertifikalı su ve süt depoları temizliği için geliştirildiğini belirtti.

220 bar basınçlı tazyikli su ile ilaçlanan yerlerin yıkanıp durulandığını ve gözle görülmemekle beraber tat ve koku ile varlığı anlaşılabilen dezenfektan ve temizlik maddesi kalıntıların dahil mikroskobik kalıntıların  da su deposundan uzaklaştırıldığını söyledi.

İlyas Bekaroğlu, “Çatıdaki depoların temizliğinin yanı sıra güneş panelleri, camları temizlenir, boylerin içi boşaltılarak dezenfekte edilmesi de işin bir parçasıdır. İş bittiği zaman suyunuzu şebekeden değil de tankerle almışsanız depodaki su miktarına göre klorlaması yapılır” dedi.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu