EğitimKıbrısManşetSiyaset

Sakın bilmediğinizi söylemeyin

Keşke bunun yerine Sayın Bakan okullara gerekli bütçeyi ayıramadığımız için, devlet olarak okullarımıza gerektiği gibi mali olanaklar sağlayamadığımız için  onlar da başlarının çaresine bu şekilde bakıyorlar deseydi.

Sakın bilmediğinizi söylemeyin..Milli Eğitim Bakanı Olgun Amcaoğlu,

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı hiçbir okulda kayıt ücreti talep edemezler diyor.

Fakat veliler çocuklarını okula kaydederken veyahut kayıt tazelerken “Eğitim Giderleri” adı altında 100,150, 200,250,300 TL (her okula göre değişen)  ücretler ödüyorlar.

Ellerine de birer “ Teberrü Makbuzu” tutuşturuyorlar ve bu yıllardır böyle devam ediyor.

Şimdi bunun böyle olduğunu bu ülkede bilmeyen var mı?

Yok..

Her yıl okullara kayıt zamanı  bu parayı çatır çatır ödüyor veliler.

Peki neden?

Akademik yıl boyunca her öğrencinin kırtasiye vs gibi ihtiyaç duyulan malzemeleri için..

Peki bu doğru bir uygulama mı?

Elbette hayır..

Her öğrencinin okul içinde bu ve benzeri ihtiyaçlarını devlet karşılamakla mükelleftir.

Bunun için de ilgili bakanlığın aracılığı ile devlet  her okula bir bütçe ayırmak durumundadır.

Fakat bu yönde araştırınca elde ettiğim bilgiler böyle bir bütçenin okullara verilmediği yönündedir..

Haliyle okullar da kendi yöntemleri ile bu ihtiyaçları gidermeye çalışıyorlar.

Zira bir akademik yıl boyunca okulların giderleri sadece kırtasiye malzemeleri ile de sınırlı değil.

Bakım, onarım hijyen malzemeleri gibi ihtiyaçları

da oluyor. Haliyle devlet okullara yeterli bütçeyi

ayırmayınca okul idareleri de bir şekilde velilere başvuruyorlar..

Ve bu durum yıllardır böyle sürüp gidiyor.

Şimdi Eğitim Bakanı Sayın Amcaoğlu başta olmak üzere bakanlığın diğer bürokratları bunu bilmiyorlar mı?

Buna imkan var mı?

Yok.

Dolayısıyla okulların her kayıt döneminde velilerden bir kılıf hazırlayarak  ücret talep ettikleri herkes tarafından  biliniyor.

Peki burada gönüllülük esası var mı?

Bugüne kadar hiç rastlamadım.

Daha önceki gün kayıt yaptırdım.

Öğretmenler odasında bir masanın başında 4 kişi oturuyordu.

Oğlumun ismini söyledim.

Bir kişi listeye baktı işaretledi ve 250 TL’dir dedi.

Sormam gereken 250 TL’nin ne olduğuydu.

Ama sormadım, yıllardır böyle ve artık kafamda normalleştirdim. Belki en kötüsü bu!

Bile bile yanlışları normalleştirmek..

Ama yapacak bir şey yok.

Mahallenin delisi olmaktan, topluluğun hırçını olmaktan yoruldum..

Parayı verdim, makbuzu aldım..

Yani iş öyle gönüllülük esasına falan dayanmıyor.

O parayı vermezseniz, bir gün ona tuta çocuğunuz mahcup olacak.

Ya karnesi verilmeyecek, ya da başka şekilde o para hatırlatılacak..

Devlet üstüne düşeni yapmadığı sürece de bu böyle devam edecek..

Nitekim devam ediyor.

Başka başlıklar altında okul idareleri tarafından talep edilen ücret okuldan okula farklılık gösterse de sonuç itibariyle her veli bu ücreti ödüyor. Üstelik pandeminin olumsuz etkileri devam ederken, ekonomideki daralma gözle görülür şekilde sürerken ve de ay sonuna girdiğimiz şu günlerde her veli bulup buluşturup talep edilen ücreti çocuğunu kaydettiği veyahut kayıt tazelediği okula ödedi.

Konunun gerçek tarafı bu.

Bakanlığın yaptığı ise en kolay olanı kulağının üzerine yatmak.

Hiçbir şeyden habersizmiş gibi davranmak.

Oysa biz bu numaralardan bıktık usandık.

Dolayısıyla Sayın Bakan Amcaoğlu’nun

hiçbir okul kayıt ücreti talep edemez çıkışını samimi bulmuyorum.

Keşke bunun yerine Sayın Bakan okullara gerekli bütçeyi ayıramadığımız için, devlet olarak okullarımıza gerektiği gibi mali olanaklar sağlayamadığımız için  onlar da başlarının çaresine bu şekilde bakıyorlar deseydi.

Bunu daha samimi ve içten bir duruş olarak görürdüm.

 

 

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu