Mâlum, her dönemde gerek Kuzey’den gerekse Güney’den seçim öncesi her türlü sandığa her türlü müdahale vardı; Ama artık kesmedi ve direkt sandık sonucuna daldılar vesselâm. Neyse; Kıbrıs Adası’nın çektiğini, Yedi Kocalı Hürmüz bile çekmedi. Biraz Venedik, biraz Ceneviz, biraz Lüzinyan, biraz Bizans, biraz Osmanlı, biraz İngiliz, biraz Rum, biraz da Türk partnerleri oldu mâlumunuz üzere. Kimisi için ana vatan, kimisi için ata vatan, kimisi için de yavru vatan oldu bizim adacık. Tabi bu aralar da “acı vatan” diyen de çok.
Yıllarca ‘har vurup, harman savurduk’ bu çiftlikte. “Balık tutmayın, biz size veririz” ama bu aralar balığın tadını bile bilmeyen bir nesil geliyor bildik.
Göç Yasası’nın meyvelerini çoktandır yiyoruz. Nice nice akıllı körpeler “One way ticket (tek gidişlik bilet)” şarkısını söylüyor hâlihazırda. Sonuç böyle mi olmalıydı? Asla!
Yüzdürülebilecek batmayan savaş gemisi Kıbrıs’ın güneyi de, kuzeyi de alizavra sürüngeni gibi sürüm sürüm süründürülmeye başlandı. Batırılan kurum eski çalışanları bir yanda, maaşlarından kesinti sancısı çeken emekli ve diğer kamu çalışanları bir yanda. Kamuya bağlı hayvancılar, çiftçiler, elektrikçiler, benzinciler, eğitimciler, sağlıkçılar ise diğer bir yanda eylem yapadursun, sanırım maalesef sonuç değişmeyecek.
Baskın veya erken seçim nârâları atan arkadaşlar da artık kendine geldi ve değişen hiçbir şeyin olmayacağını öğrendi.
Neyse, çok da uzatmayım; İngiliz sömürge döneminden bu yana vatandaşların fizyolojik hakkı olan şekerleme tadındaki tavşan uykusu ‘siesta’nın keyfini yapanlar bilir. Siesta; Akdeniz ülkelerine özel, şekerleme tadında ayıla bayıla yerine getirdiğimiz öğle uykusu anlamına gelmekte. Siesta yapılan ülkelerde genellikle siesta saatlerinde tüm dükkanlar kapanır(dı), devlet daireleri de çalışmaz(dı). Genellikle saat 13:00’te tüm dükkanlar kapanır(dı). Hatta benzin istasyonları bile çalışmaz(dı). Tabii bu ‘kendini sessize alma’ ihtiyacından vazgeçmek mümkün değil.
Futbol dünyamızda da bu aralar siesta yapmaya devam edenler var. Niye mi? Niye olmasın. Bu Temas Takip Sistemi olduğu sürece bu memlekette futbol oynanmaz diyenlerdeniz. Hiçbir futbol federasyonu başkanı 20 bin kişilik bir kitle sporunun geleceğini, salgın riskini göze alıp da harekete geçirme lüksüne sahip değil. İyisi mi? Siz gelin bir bireysel fitness danışmanı eşliğinde ılımlı bir egzersiz sonrası siseta’ya dayayın. Ne de olsa rüyalar, gerçeklerden iyidir…
