KıbrısManşetSiyaset

Sonan: Bizi bir kahraman kurtarmayacak

Doç. Dr. Sertaç Sonan, en köklü parti UBP’nin kurultay sıkıntısı yaşarken, YDP’nin kurultayın ardından bölünme sürecine girdiğini, DP’ninse boşalan Çalışma Bakanlığı koltuğunu doldurma sancısı içinde olduğunu ifade etti

MECLİSİN AÇILAMAMASI HÜKÜMETİN İŞİNE GELİYOR… Hükümet’in göz göre göre Anayasa’ya aykırı kararlar aldığını ve yasa geçiremediğini kaydeden Sonan, Meclis’in kapalı olmasının muhalefetin demokratik denetim işlevini yapamaması anlamına geldiğini, bunun da Hükümeti memnun ettiğini söyledi.

SANDIĞA GİTMELİYİZ… Siyaset Bilimci Sonan, son yıllarda yaşananlardan rahatsız olan seçmenlerin boykot yerine sandığa gitmeleri gerekliliğine vurgu yaparak, “Şu anda iktidarda olan zihniyetin demokratik meşruiyet kaygısı taşımadığı açıkça ortadadır. Bundan rahatsız olan kesimlerin sandığa gitmemesi, ancak mevcut yapının devamına katkı sağlayacaktır. Bizim adımıza kararlar alanları seçerken kılı kırk yarmalı, sandığa küsmemeliyiz” dedi.

SEÇMENLER DE ÇIKARLARINA GÖRE OY KULLANIYOR… Dr. Sonan, 2018 yılında yapılan son seçimin ardından tüm partilerin iktidar deneyimi yaşadığını ve sandığa gidildiğinde seçmenlerin bu partilerin iktidardaki performansını baz alarak değerlendirme yapmaları gerektiğini vurgulayarak, seçmenlerden, arzu ettiklerinin ‘sağlık, eğitim, altyapı gibi kamusal hizmetleri iyileştirmek mi yoksa kişisel çıkarları korumak mı?’ olduğunu iyi düşünmelerini istedi.

Covid-19 pandemisinin yanı sıra ekonomik krizle mücadele eden vatandaşlar, ülke siyasetindeki olumsuz gelişmelerden ciddi şekilde rahatsız durumda. Siyasiler kendi dertleriyle meşgulken, vatandaşlar ise hükümetten ve siyasilerden halkın dertlerine çözüm üretecek adımlar bekliyor.

GIYNIK Gazetesi’ne ülke siyasetiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Siyaset Bilimci Doç. Dr. Sertaç Sonan, özellikle Cumhuriyet Meclisi’nde son günlerde yaşananlar oldukça trajikomik bir hal aldığını ve siyasetin günden güne çirkinleştiğini vurguladı.

Son dönemlerdeki gelişmelerin ardından, siyasilerin halkın gözündeki yerini ve erken genel seçim olması durumunda nelerin bizi beklediği konusunda da görüşlerini bildiren Sonan, şeffaf bir şekilde düşüncelerini aktardı.

Doç. Dr. Sonan, hükümetin daha kurulurken meşruiyetinin çok tartışmalı olduğu hatırlatmasını yaparak, hükümet partilerinin dahi kendi kendilerine bir yıldan daha kısa bir ömür biçtiğini vurguladı.

“AZINLIK HÜKÜMETİ, KENDİ İÇ MESELELERİNİN DERDİNDE”

Sonan, mevcut hükümetin Halkın Partisi’nden ayrılan vekillerin desteğiyle kurulduğunu ve koalisyonun oluşurken hali hazırda çok parçalı olduğunu ifade ederek, ülkenin en köklü partisi olan Ulusal Birlik Partisi’nin hala kurultay sıkıntısı yaşadığını ve erken seçimin de sürekli ertelendiğini vurguladı.  Koalisyonun en küçük ortağı olan Yeniden Doğuş Partisi’nin de bir kurultay yaşadığını ve orada da büyük çatlak oluştuğunu kaydeden Sonan şimdi de Demokrat Parti’nin bir sancı yaşadığını söyleyerek, koalisyonun birkaç sandalyelik bir çoğunluğa sahip olmasından kaynaklı olarak, bazı milletvekillerinin bunu kişisel çıkar uğruna şantaj malzemesi yapıyor olmasının siyaseti son derece çirkinleştirdiğini aktardı.

“MECLİSİN AÇILAMAMASI HÜKÜMETİN İŞİNE GELİYOR”

Hükümetin nasıl yol alacağı sorusuna cevap veren Doç Dr. Sonan, “Görünen o ki bu şekilde devam edilecek” diyerek, seçim tarihinin belirlenmesi için hukuki olarak tartışmalı bir komite kurulduğunu ve burada da usulsüzlük yapıldığını ifade etti.

Sonan, Hükümet’in seçimi öteleyebilecekleri en uzak tarihi belirlediklerinin altını çizerek, mevcut hükümetin Meclis’in tatile girmesiyle Ekim’e kadar zaman kazandığını, ama öncesinde de zaten Meclis çalışmalarında çok da demokratik bir tutum izlemediğini hatırlattı.

Hükümet’in göz göre göre Anayasa’ya aykırı kararlar aldığını ve yasa geçiremediğini kaydeden Sonan, Meclis’in kapalı olmasının muhalefetin demokratik denetim işlevini yapamaması anlamına geldiğini bunun da Hükümeti memnun ettiğini söyledi.

Sonan buna ek olarak, “Normal bir ülkede yaşamadığımız aşikâr. Son zamanlarda zaten dar olan siyasal alanın gittikçe daha da daraldığını görüyoruz. Kendi demokratik mekanizmalarımızla değiştirebileceğimiz şeyler gittikçe azalmaktadır” dedi.

“ YERİMİZE KARAR ALANLARI DEĞİŞTİRMEK İÇİN SANDIĞA GİTMELİYİZ”

“Tüm bunlara rağmen seçim ne değiştirir?” sorusuna yanıt veren Sonan, elimizde hala bu durumu değiştirebilecek bir enstrümanın olduğunu ve bunun da sandığa giderek oy kullanmak olduğunun altını çizdi.

Sonan, mevcut siyasal durumdan rahatsız olan seçmenlerin sandığa gitmeleri gerekliliğine vurgu yaparak, “Bizim adımıza kararlar alanları seçmeye çalışırken sandığa küsmemeliyiz” dedi.

Seçimlere katılım oranının giderek azaldığını ve insanların bunu bir tepki şekli olarak yaptıkları değerlendirmesinde bulunan Sonan, şunları söyledi:

“Bu durum doğal ve korkarım ki artmaya da devam edecek. Ancak bu şekilde de bir şey değişmiyor. Siz katılmazsanız katılanlar bir seçim yapıyor, onlar da sizin adınıza kararlar alıyor.”

“ÇOĞU ZAMAN SEÇMENLER DE DAR KİŞİSEL ÇIKARLARINA GÖRE OY KULLANIYOR”

Düşüncelerini şeffaf olarak GIYNIK ile paylaşan Doç. Dr. Sonan, yeri geldiğinde seçmenlerin istihdam vaadi ya da başka kişisel kazanımlar uğruna özel çıkarlarına göre oy kullandıklarını üzülerek ifade etti.

Böylesine zorlu bir zamanda devletin esas görevinin kamusal hizmetleri verebilmesi olduğunu belirten Sonan, şunları ekledi:

“Devlet hastanemiz hizmet vermekte zorlanıyor. Sağlık çalışanlarımız isyan noktasında… Özellikle, kamusal eğitim ve sağlık hizmetlerini iyileştirme konularına yoğunlaşmamız gerekiyor. Eğer halka temel hizmetler verilmeyecekse devlete niye ihtiyaç duyulsun? Pandemide güneye geçiş kapıları ve uçuşların da kapatılması, bu tür hizmetleri özel yollardan elde etme yollarını da kısıtladı ve ne kadar aciz bir durumda olduğumuzu gözler önüne serdi. Toplumsal perspektiften bakıldığında bu çok korkunç bir durum.” Dr. Sonan, sandığa gidildiğinde seçmenlerin bunları baz alarak değerlendirme yapmaları gerektiğini vurgulayarak, seçmenlerden, arzu ettiklerinin ‘sağlık, eğitim, altyapı gibi kamusal hizmetleri iyileştirmek mi yoksa kişisel çıkarları korumak mı?’ olduğunu iyi düşünmelerini istedi.

“BU KOKUŞMUŞLUKTAN, BEĞENMEDİĞİMİZ DÜZENDEN ÇIKIŞ YOLU ÖRGÜTLÜ SİYASAL MÜCADELEDİR”

Son olarak şu anki durumu “kokuşmuşluk” olarak nitelendiren Sonan, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bu kokuşmuşluktan, beğenmediğimiz düzenden çıkış yolu örgütlü siyasal mücadeledir. Bu akşamdan sabaha olacak bir şey değildir. Uzun soluklu bir mücadele gerektirir. Daha iyi bir yönetim istiyorsak bunun için bir çaba göstermemiz, elimizdeki her türlü siyasal enstrümanı, her türlü platformu kullanmamız gerekir. Bu sokak da olabilir, sosyal medya da olabilir, Meclis de olabilir. Bana sorarsanız bunların hepsi de azami şekilde kullanılmalı. Bizi bir mucize ya da kahraman kurtarmayacak. Bu yüzden diğer siyasal mücadele yolları yanında sandıkta yapılacak hesaplaşmayı da ihmal etmemek gerekiyor.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu