KıbrısManşetYaşam

Tıraş bıçağı yarım asırdır elinde

Büyük dedesinden beri süre gelen berberlik mesleğini 54 yıldır sürdüren Salih Gürler, 2004 Annan Planı döneminde BM Genel Sekreteri Kofi Annan ve Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Soto’yu bile tıraş etmiş

ELYE’DEN LEFKOŞA’YA… Önce Elye’de sonra ise Lefkoşa’da sürdürdüğü berberlik mesleğini 54 yıldır sürdürüyor Salih Gürler. O herkesi tıraş etmiyor. Ustura ve makasını sadece tanıdığı müşterileri için kullanıyor.

“LONDRA’DA BİR GÜNDE 40 SAÇ KESTİM”… “Londra’ya gittiğim zaman günde 10 kişinin saçını kesiyor, tıraş ediyordum. Hatta hatırlıyorum bir günde 40 kişi kesmiştim. 2.5 yıl orada yaşadım. Oradaki berber dükkânı sahibi bana “Kal be Salih de sanatın güzeldir, birlikte burada berberlik yapalım” dedi. Ancak, babam Kıbrıs’ta yalnız kaldığı için çıkıp geri dönmüştüm.” 

“44 YILLIK MÜŞTERİLERİM VAR”… “2000 yılında, Lefkoşa’da şimdiki Kumsal bölgesinde ‘The Best Man’ berberlik dükkânını açtım. Gelen müşteriler hep 30-40 yıllık müşterilerdir. Çok sayıda siyasi, müsteşar, doktor, bakan, milletvekili, yargıç, iş adamının saçını kestim, halen de kesiyorum. Bunlar arasında Salih Coşar, Faiz Sucuoğlu, Taner Etkin, Ahmet Gülle, Oğuz Korhan, Cemal Bulutoğulları, Özdil Nami, Özkan Yorgancıoğlu, Kofi Annan ve De Soto gibi isimler var.” 

“BERBERLİK MESLEĞİ ÖLDÜ”… “Bu mesleğin kârı çoktur. Bir saç kesersin yüzde 54’si kârdır. Şimdi zanaat öğrenmeye gelen gençlik yok, öğrenmeye değil ‘haftalık kaç para vereceksin’ diye sorarlar. Gelen zanaat öğrenmeye değil müşteriyi fırçalayıp dükkânı süpürmek için gelir. Berberlik zanaatı öldü. Eskiden berberler sayılıydı. Şimdi üç bin tane berber var bütün adada. Eskiden 15-20 taneydiler.”

Dedesinin dedesi ve babası da berber olan, aileden gelen bir meslekle uğraşan Salih Gürler 54 yılı aşkın bir süredir Lefkoşa’da berberlik yapıyor. Önce Elye’de sonra ise Lefkoşa’da, 54 yılı aşkın bir süredir berberlik mesleğini icra eden Salih Gürler, herkesi de tıraş etmiyor, tıraş bıçağı ve makasını sadece yıllardır tanıdığı eski müşterileri için kullanıyor.

2004 Annan Planı döneminde BM Gene Sekreteri Kofi Annan ve BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Soto’nun da saçını kesmiş…

Salih Gürler’in hayat hikâyesi şöyle:

“24 Kasım 1949’da Elye-Doğancı doğumluyum. Yedi kardeşin altıncısıyım. Beş de kız kardeşim vardır. Ancak, bir kardeşim Salim Gürler hayata gözlerini yumdu. Aydemet’te havaalanının altında iki tane kamp vardı. Bir tanesi Golokoş diğeri İngiliz kampı idi. O zamanlar babam ile kardeşim Salim orada berberlik yaparlardı. Ben o zaman çok küçüktüm. Ben de gider İngilizlerin potinlerini fırçalardım. Bu İngilizlerin 0hoşuna giderdi.

1820’de dedemin dedesi Fugasa’da madende berberdi. Ardından babamın babası da berberdi. Babam da Fugasa’lıydı. Gemikonağı’na madene gelirdi. Madene gelirken bisiklet ile Elye’den geçerlerdi. Madene gelirken annemi gördü. Annemin babası da berber olduğu için babam da berber olmaya karar verdi.

Sonra Elye’de köyde berber dükkânı açtılar. Ancak, köy yerinde işler çok yürümedi. 1827’de annemin dedesi ve dedemin babası da Trodos’un eteklerinde Flasu’da Solya’da berberdi. Annem tek çocuktu. Ablam Şifa da Lefke’de erkek berberliği yapardı. Babam ile giderler İngiliz askerlerini tıraş ederlerdi. 1954’den 1955’e kadar ablam berberlik yaptı.

Dedem öldüğü zaman, babama Evkaf, Lefkoşa’da Girne Kapısı’nda çalışması için dükkân verdi. Babam da köyden ayrılıp Lefkoşa’ya geldi. Cumhurbaşkanlığının karşısında ev almıştı. Dükkân ile evimiz çok yakındı. Biz de okula giderdik. Ben küçükken kardeşim ile birlikte babama gider yardım ederdim. Girne Kapısı’nda Bedevi Pastanesi’nin karşısında, şimdiki Ziraat Bankası’nın karşı tarafında Şehmuz berber de bizde işlerdi.
“LONDRA’DA 20 LİRA VEREREK LİSAN OKULUNA GİTTİM”

Kardeşim Salim, babama asma altında 1960’ta dükkânlar açıldığını, bu dükkânlardan almasını söyleyince bu dükkânlardan bir tane aldı. Babam Salim’i oraya yolladı ben de babam ile birlikte berbercilik yapardık. İş çok olduğu için yanımıza bir de yardımcı aldık. Bize gelen müşteriler kalabalık gördüğü için bu kez onları Asma altındaki diğer dükkânımızdaki kardeşim Salim’e yollardık.

Bu kez Salim’de daha fazla müşteri olurdu. Hep müzisyen ve şarkıcılar ona giderdi. Salim, ayrıca o yıllarda Genç Kabiliyetler Derneği’ni kurmuştu. Babam 1972’de beni Londra’ya yollamak istedi. Ben de tamam dedim. Londra’ya lisan okuluna gittim. Üç aylık 20 lira para verdiğimi hatırlıyorum. Bir ay lisan okuluna gittikten sonra babam bana çıkıp geri gitmemi, çünkü bu işi yapamayacağını söyleyerek haber yolladı.

Ardından, Evkaf’ın verdiği dükkânların yıkılacağını bize söylediler ve oradan ayrılıp Halkın Sesi Gazetesi’nin arkasındaki sokakta dükkân aldık. İşler artmıştı. Babam, ben, kardeşim Salim ve iki de kalfa beş kişi olmuştuk.

Harekâttan önce babam Kıbrıslı bir Rum ile anlaşmıştı ve ben Regina Sokağı’nda bir Rum berbere gidip Rumların saçlarını nasıl kestiklerini takip ederdim.

Bende bir de Amerikan tarağı da vardı. Ledra Palace’tan askerler bu berbere gidip flaptop şeklinde saç kesimi yaparlardı. Tüm bunları da görüyordum.

“23 YAŞINDA SAVAŞ ÇIKINCA ASKERE ÇAĞRILDIK”

Ardından savaş çıktı ve 1972’de ikinci bölüğe gittik. O zaman 23 yaşındaydım. Babam yine yalnız kaldı. O zaman şimdiki gibi çok berber yoktu. Saç keserken 10 kişi de sırada beklerdi.

Harekâttan evvel Girne Kapısı’nda berberlik yaparken yaklaşık 54 kişi Kıbrıslı Rum müşterim vardı. Bugün bile 30-40 kişi Rum müşterim var.

Dükkânda beş kişi olduğumuz zaman beni yine lisan okuluna yollamaya karar verdi. Ben de Londra’ya tekrar gittim. Ancak, sonra tekrar bana yine dükkânda işi çeviremediğini söyledi ve yine geri dönmek zorunda kaldık.    Benim berberlik mesleğine çok merakım vardı. 1989’a kadar bu dükkânda devam ettik.

Bir arkadaş bana “Gel be Salih seni Londra’ya götürelim, orada berberlik yaparsın hem mesleğini de ilerletirsin” dedi. Ben de evet dedim ve Londra’ya tekrar yolumuz düştü. Londra’da günde 10 kişi kesiyordum. Hatta hatırlıyorum bir günde 40 kişi kesmiştim. 2.5 yıl orada yaşadım. Oradaki berber dükkânı sahibi bana; “Kal be Salih de sanatın güzeldir, birlikte burada berberlik yapalım” dedi. Ancak, babam Kıbrıs’ta yalnız kaldığı için çıkıp geri dönmüştüm.

“BABAMLA BİR AVRUPA TURU YAPTIK”

Babamın çok yakın bir tanıdığı vardı ve İzmir’de fabrikaları vardı. O kişiyle birlikte araba ve karavanla 1981’de Avrupa’yı gezdik. Avrupa’da Almanya, Roma, Fransa birçok şehir ve ülke gezdik. Babam ile birlikte bir ay dolaştık.
“LONDRA’DA BIYIK KESMEYİ BİLMEZLERDİ”

Londra’da berberde çalışırken sürekli bir İngiliz bıyıklarının alınması için geliyordu. Saçı daha yeni kesilmişti. Kendisine “Bu saçları kim kesti diye sordum”, “Aşağıdaki berber kesti” dedi. Londra’da bıyık onarmayı da bilmezlerdi. Ardından kaç para vereceğini sordu, patron ise İngiliz’den müşteri olması için para almamamı istedi. Ben de almadım. İkinci kez yine geldi. Yine para almadık. Üçüncüde para istediğimiz zaman ise 10 pound aldık bu kez hiç gelmedi. Londra’da güzel paralar kazandık.

“MÜŞTERİLER DÜKKÂNDA SAÇLARINI KESMEMİ BEKLİYORDU”

O zaman okula verdiğim para da kaynamıştı. Ben de Londra’dan ayrılıp Kıbrıs’a geri döndüm. Ancak, iş çoktu. O zaman ben Lefkoşa Türk Lisesi’ne giderdim. Ben okula giderken müşteriler benim okuldan çıkıp dükkâna gelerek saçlarını kesmemi beklerlerdi.

Bir gün okulda imtihan vardı. Ben de evdeydim. Topal Mahmut dükkâna saç kesmek için gelmişti. Babam bana haber yolladı dükkâna gidip onun saçını kesmem için. Ben de kendisine yarın imtihanım olduğunu, çalışacağımı ve gelemeyeceğimi söyledim. Babam tekrar bana dükkân gitmezsem beni döveceğini söyledi. Ben de dükkâna gidip Mahmut beye saçlarını imtihanım var diye kesemeyeceğimi söyledim. O da makul karşıladı.

“ÇOK SAYIDA SİYASETÇİ, HAKİM VE BAKAN BENDE TIRAŞ OLUYOR”

Annem 2000 yılında öldüğü zaman, Lefkoşa’da şimdiki Kumsal bölgesinde “The Best Man” isimli berberlik dükkânını açtım.

Gelen müşteriler hep 30-44 yıllık müşterilerdir. Çok sayıda siyasi, müsteşar, doktor, bakan, milletvekili, yargıç, iş adamının saçlarını kestim, halen de kesiyorum. Bunlar arasında Salih Coşar, Faiz Sucuoğlu, Taner Etkin, Ahmet Gülle, Oğuz Korhan, Cemal Bulutoğluları, Özdil Nami, Özkan Yorgancıoğlu, Kofi Annan, De Soto gibi isimler var.

“BERBERLİK ZANAATI ÖLDÜ”

Bu meslek zor değildir. Öyle bir meslek ki kârı çoktur. Bir saç kesersin yüzde 54’si kârdır. Şimdi zanaat öğrenmeye gelen gençlik yok. Eskiden zanaat öğrenmek için gelirlerdi. Şimdi ise öğrenmeye değil, ‘haftalık kaç para vereceksin’ diye sorarlar. Gelen zanaat öğrenmeye değil, müşteriyi fırçalayıp dükkânı süpürmek için gelir. Berberlik zanaatı öldü.
Eskiden saç kesme vardı ama şimdiki saç kesmeler adeta maskaralıktır. Ben mesleğimden memnunum, mesleğimi severek yapıyorum. Şimdi gençler berberliği istemezler. Gençlerin aklı bir karış havada. Şimdi berber olmazlar. Berber değil en fazla memur olmak isterler. Eskiden berberler sayılıydı. Şimdi üç bin tane berber var bütün adada. Eskiden 15-20 taneydiler.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu