DünyaManşetSpor

UEFA rekâbeti tesis edecek(miş)

Plansız ve sürer durumdan uzak rekâbet temelinde yükselen haksız rekabet üstünlüğüne ulaşan Ligler, zaman içinde bu avantajlı durumu lehlerine kullanarak, değeri milyar Eurolara ulaşan güçlü takımlar kurabilmekte ve sportif arenada bir hegemonya oluşturabilmekteler

Geçtiğimiz gün uluslarüstü danışmanlık ve de denetim servisi veren bir kuruluş olan Deloitte üzerinden merkez liglere, bir başka deyişle beş büyükler diye tanımladığımız liglere, İngiltere Premier League, İspanya La Liga, Almanya Bundesliga, Fransa Ligue 1 ve İtalya Serie A’ya yürümüştük. Burdan devam edelim; Mâlum, spor yöneticilerinin en önemli görevi bir ligde sürdürülebilir bir gelir artışı yanında, sağlıklı bir mali yapının kulübe kazandırılmasıdır. Sadece müşterek bahis, naklen yayın, forma satışı veya bağışlardan geliri artışı sağlamakla, bir ligde sürdürülebilir bir büyümeye ulaşılması maalesef çok da mümkün görünmüyor. Mutlaka, başka gelir kaynaklarının da yaratılması gerekiyor.

Deloitte’un son raporundaki verilere göre, 29 milyar Euro büyüklüğündeki Avrupa futbol pastasından Beş Büyük Lig’in aldığı 18 Milyar Euroluk pay, toplam gelirin yüzde 65’ine karşılık geliyor. Kalan yüzde 35’lik payı ise diğer 49 ülke ligi paylaşıyor yazık.

Vahşi kapitalizmin oyuncağını yöneten UEFA her ne kadar, Finansal Fair Play uygulamasıyla güya küçük ligleri, büyük liglere karşı korumayı hedeflediğini açıklasa da, aksine gariban diğer ligler rekabette oldukça geride kalmışlar. Ligler arasındaki dengesiz ve haksız rekabet, Merkez Ligler lehine daha da artmış.

Avrupa’nın Kupa 1’i olan Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finalden itibaren neredeyse hiç çevre lig takımının olmaması (Bu sezon Ajax örneği bir istisnadır), dengede rekabetin kaybolduğunu bize gösteriyor.  Bu haliyle, Avrupa futbolunun geleceği ciddi risk altında. Yine Avrupa futbolunun patronu UEFA “Rekâbeti tesis edeceğim” dese de dengesiz rekabeti kalıcılaştırmakta. Aksi halde, orta ve uzun vadede futbolun ölümüne neden olacaktır.

Plansız ve sürer durumdan uzak rekâbet temelinde yükselen haksız rekabet üstünlüğüne ulaşan Ligler, zaman içinde bu avantajlı durumu lehlerine kullanarak, değeri milyar Eurolara ulaşan güçlü takımlar kurabilmekte ve sportif arenada bir hegemonya oluşturabilmekteler.

Diğer bir tarafta ise rakipleriyle mücadele edebilecek kadro derinliği ve bütçe büyüklüğünden yoksun periferi kulüpleri bu turnuvalara sadece statü gereği çıkmaktalar. Bir yanda zengin ve rekabet gücü yüksek takımlar, diğer taraftaysa düşük bütçeli ve rekabet gücü zayıf kulüpler yaratmakta. İşte, vahşi kapitalizmin oyuncağı bu eksende yönetiliyor.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu