ManşetSpor

Yetenek yönetimi

Spor kulüplerinin vizyonlarını hayata geçirebilecek doğru insanları tarayıp bulmaları, bunları takıma almaları ve onların performanslarını takip ederek geliştirmeleri mâlum çok önemli

İnsan kaynakların yönetimindeki ‘Yetenek Yönetimi’ konusu 15 yıla yakın bir geçmişe sahip. Spor kulüplerinin vizyonlarını hayata geçirebilecek doğru insanları tarayıp bulmaları, bunları takıma almaları ve onların performanslarını takip ederek geliştirmeleri mâlum çok önemli. Onları lisanslı olarak bünyede tutmak için insan merkezli çağdaş uygulamalarla eğitmek, öğretmek ve yönetmek dahilinde teknik ve taktik anlamda geliştirilmelerine özetle “Yetenek Yönetimi” diyoruz.

Yetenek yönetimi tanımlandığı gibi kolay bir iş değil. Yeteneği yönetmek gerçekten çok zor. Çünkü yetenekli insanlar o kadar coşkun oluyor ki, biz onları elde tutmaya çalışıyoruz. Yönetmekten ziyade onları memnun ederek kulübümüze azami bağlı kılmaya ve onlarla geleceğe ilerlemeye çalışıyoruz. Hâl böyle olunca da onları mümkün olduğunca özgür bırakıyoruz ve de şımartıyoruz. Bu konuyla ilgili uluslararası kuruluşlarla çapraz iş yapmak dediğimiz; “Ne istiyorsa yapsın, yeter ki takımda kalsın” anlayışına varan birçok uygulamalar var. Bizim memlekette bu işler zor ama biz de mutlaka Sözleşmeli Sistem meşrulaşırsa o noktalara geleceğiz.

Efsâne koç Pep Guardiola “Yetenek yönetimi çok pahalı bir süreç. Yetenekli insanlara standardın dışında eğitim vermeniz ve insan kaynağı uygulamaları geliştirmeniz gerekiyor. Bunların da toplamda baktığınızda ciddi maliyetleri var. Bu maliyetler de pek çok kulübü ürkütüyor ama gelecek bu yönde. Yakın zamanda yetenek yönetimi kavramının ve yeteneği elde tutma çabasının orta hatta küçük ölçekli kulüplere kadar ineceğini düşünüyorum” demiş. Efsâne ile hemfikiriz vesselâm.

Diğer bir efsane koç Phil Jackson; “Yüksek maaş yetenekli insanları motive etmiyor. Yetenekli insan, uzun süre aynı takımda çalışmaktan sıkılıyor. Bunu engellemek içinde de farklı arayışlara giriyor. Bir sporcunun “Yetenek Havuzu” dediğimiz platforma dâhil olması onun bir ömür orada kalacağı anlamına gelmiyor. Eğer performans düşerse, takım süreçlerine katılım düşerse, motivasyon düşerse, tabî ki de performans düştüğü anda yetenek havuzundan insanlar çıkartılabiliyor. Dolayısıyla maaşlar üzerinden bir para artışından ziyade diğer ödüllerle kişiye katma değerinin karşılığını vermek hem daha akıllıca, hem de daha verimli” demiş. Usta haklı, ödülleri de sadece maddi ödüller olarak da görmemek lazım çünkü yetenekli insanların nasıl motive olduğunu incelediğimizde maddiyatın en sonlarda geldiğini görüyoruz. Doyum meselesi mâlum. Sonuç mu? ‘Yetenekli kişi kendini özgür hissettiği sürece kurumdan ayrılmıyor’.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu