KıbrısManşetSiyaset

Zaman aleyhimize işliyor

Siyasetin ekonomik durum ile ilgili olarak yalana dolana başvurmadan içinde bulunduğumuz durumu tüm gerçekleriyle hem topluma hem de iş insanları ve  çalışanlara en kötü durumları da içine alacak şekilde anlatıp çözüm arayışlarını ortaya koymaları gerekir

Her alanda ciddi bir yapılanmaya ihtiyaç var.

Sağlık, eğitim, ekonomi, tarım, turizm, inşaat sektörü,  ve daha birçok iş kolunda sürdürülemez bir ortam oluştu ülkede. Özellikle pandemi

süreciyle birlikte bu durum çok daha gözle görünür hale geldi.

Elbette siyaset ve ekonomi birbirleriyle ilişkilidir.

İstikrar kazanmış bir siyasetin yöneteceği ülkede ekonomi de sürdürülebilir bir zemin oluşur.

Lakin üzülerek ve ciddi kaygılar duyarak belirtmeliyim ki siyasette ülkeyi yönetmek adına görev alanların ortaya koyduğu performans maalesef bu anlamda tatminkar değil.

Oysa hükümetin ortaya koydukları ile sağlayacağı toplumsal güven ekonomiyi de büyük oranda etkiler.

İşte tam da bu sebeple siyasetin ekonomik durum ile ilgili olarak yalana dolana başvurmadan içinde bulunduğumuz durumu tüm gerçekleriyle hem topluma hem de iş insanları ve  çalışanlara en kötü durumları da içine alacak şekilde anlatıp çözüm arayışlarını ortaya koymaları gerekir.

Zira bunun siyasetten öte toplumsal bir önemi vardır.

Hele de içinde bulunduğumuz bu dönemde  esnafın ,iş insanının, dar gelirli emekçinin bu kadar zorluklar yaşarken yönetenlerin gelişi güzel kararlar üreterek kısa, orta ve uzun vadeleri içeren ileriye dönük bir planlamalarının  olmaması durumu daha da kötüleştiriyor.

Ülkeyi yönetmek için siyasi sorumluluk alanların içi boş ifadeler değil gerçekten yapılabilecek icraatler olması gerekmektedir.

Siyaset bunu sağlayamadığı zaman

spekülasyon ve karamsarlık öne çıkar.

Bugün itibarı ile ülkede sürdürülebilir bir ekonomik yaşam için organize bir şekilde yapılması gerekenler vardır.

Aşı tedariki büyük oranda Türkiye ve akabinde Kıbrıs Cumhuriyetinden tedarik edilmesine rağmen geniş kitlelere hala ulaşılmış değil.

Bunun için ciddi bir planlamaya ihtiyaç vardır.

Ekonomik alanda enflasyon ve yüksek faiz oranları toplumsal yaşamı etkileyen olumsuzluklar arasında olmayı sürdürüyor.

Ve kapıların açılımı ile başlayan iyileştirme sürecinin önünü açacak ve buna süreklilik kazandıracak önlemlerin alınması çok büyük önem arz etmektedir.

Özellikle ekonomi ve maliye politikalarının turizmi, yüksek öğretimi ve inşaat sektörünü  sürdürülebilir olabilmesi için stratejilerini ortaya koymaları gerekir. Yüksek öğretim sektörünün yüz yüze eğitime başlayabilmesi için gereken koşullar oluşturulurken, İnşaat sektörünün mevcut koşulları lehine çevirecek ve hem iç hem dış pazarda bunu öne çıkaracak çalışmaların da planlanması gerekmektedir.

Lakin hükümetin bu konuda bir çalışması yok.

En azından bugüne kadar bu yönde ortaya koydukları somut hiçbir şey olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla hükümetin bir an önce kişisel ikbal kavgalarını ve bireysel kazanımları bir tarafa bırakıp toplumsal kazanımlara yönelmesi gerekiyor.

Aksi takdirde bu hazırlıklar yapılmazsa ve önlemler alınmazsa  halkın bütün kesimleri aynı belirsizliklerle yaşamaya devam edecek!

Bu nedenle siyasi farklılıklar ne kadar büyük olursa olsun toplumsal faydaları öne çıkarmak durumundayız.

Kıbrıs sorunu da bunlardan biri olarak hatta en önemli konu olarak önümüzde duruyor.

Bu nedenle yalan dolanla, içi boş vaatlerle ,şişme balonlarla kaybedecek bir dakikamız bile yoktur.

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu