KıbrısManşet

Ayıp ayıp!

 Eğer gerçekten samimi olunsaydı, bunca yıldır toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı adaletli bir sistem tesis edilirdi..

Yöneticilerin 8 Mart paylaşımlarını gördükçe, hadi oradan diyesim geliyor.. Sanki çok umurlarındaymış gibi bir de süslü püslü cümleler kuruyorlar. Bizler de günün anlam ve önemini dahi idrak edemeyen, toplumsal cinsiyet eşitliğini her fırsatta hiç edip değersizleştiren, erkek egemen otoritenin bizzat uygulayıcılarının iki yüzlü temennilerini görmek zorunda kalıyoruz böyle günlerde.

Halbuki insan bu cümleleri kurarken dönüp bir durum değerlendirmesi yapar.

Devleti yöneten erk olarak son 10 yıldır toplumsal cinsiyet eşitliğine dair ne gibi adımlar atıldığını sorgular ve özeleştirisini yapar!

Eğer bunda gerçekten samimi olunsaydı, bunca yıldır toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı adaletli bir sistem tesis edilirdi..

Ve biz bugün hala birçok iş kolunda uyduruk sebeplerle hakkı yenen, tacize maruz kalan, üzerinde baskı kurulan  kadınları konuşmamış olurduk!

İstatistik kurumuna göre ülkemizde nüfusun yüzde 46’sını kadınlar oluşturuyor. Lakin buna rağmen kadınlar iş bulmakta zorlanıyor, veyahut da iş bulamıyor.

Bundan mütevellit de kadınların yüzde 59.2’si ülkedeki işgücüne dahil olamıyor.

Ve biz bu durumdan utanmıyoruz!

Öyle mi?

Maalesef öyle.

Ülkeyi yönetenlerin ak kaşıktan çıkmışcasına günün anlam ve önemine binaen yayınladıkları mesajları görünce bu samimiyetsizlik daha da ayyuka çıkıyor.

Bugün toplumsal cinsiyet eşitliği tüm dünyada önem kazanırken ve bu yönde bilimsel verilere dayalı uluslararası çalışmalar yapılırken bizim toplum olarak bunun yeterince idraki içinde olmadığımız ortaya çıkıyor. Bunun en somut göstergesi ise kadına  karşı yapılan ayrımcılık ve uygulanan ev içi  şiddet, çalışma alanlarındaki mobbing  gerçekliği ile karşı karşıya kalıyoruz. Nitekim vuku bulan birçok hadiseden de anlaşılacağı gibi  ülkemizde de kadınların şiddete, tacize maruz kaldıkları ve birçok alanda hak ihlallerine uğradıkları sır değildir.

Ve evet bütün bunlar başta devlet olmak üzere hepimizin birer sorunudur.

Kimse bunu görmezden gelemez.

Toplumsal cinsiyet eşitliği kadınlara sağlanan pozitif bir ayrımcılık olarak algılanamaz. Bu cinsiyeti ne olursa olsun herkesin her alanda eşit fırsatlara sahip olması ve herkesin topluma yaptığı katkılardan dolayı toplumdan eşit oranda saygı görmesini gerektirir.

Bugün ülkemizde nüfusun yarısını kadınlar oluşturuyor.

Peki neden kadınlar eşit iş gücüne müdahil olamıyor?

Meclis dahil, yönetim pozisyonlarında neden eşit oranda olamıyor kadınlar?

Bugün kamu ve özel kurumlar içinde yönetici pozisyonunda kadınlar eşit oranda mı?

Hayır!

Bugün Meclis de hala kadın temsiliyetinde minimum kotayı yakalamaya çalışıyoruz o da mecburiyetten.

Bu çok çirkin ve utanç verici bir durum.

Alışılagelmiş fakat artık çağ dışı kalmış  erkek egemen bu yapıyı kırmak neden bu kadar sıkıntılı hale getiriliyor?

Nitekim bugün 10 kişilik Bakanlar Kurulunun en az yarısının kadınlardan oluşması gerekirken kabinede sadece bir kadın bakan bulunması tesadüf diye açıklanabilir mi?

Bu hakça eşit bir dağılım olmadığı gibi, bariz bir insan hakkı ihlalidir de aynı zaman da..

Kaldı ki Barolar Birliği Başkanı Sayın Hasan Esendağlı’nın atıfta bulunduğu gibi ülkemizde 1996 yılında “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi”, 2011’de ise “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi”ne Dair Uluslararası Sözleşmelerin Cumhuriyet Meclisi’nde kabul edilmiş olmasına rağmen; bu sözleşmelerde yer alan yükümlülük ve taahhütlerin hayata geçirilmemiş olması çok üzücüdür.

Peki bütün bunlardan ne anlıyoruz?

Toplumsal cinsiyet eşitliği mevzusunda hiç kimsenin samimi bir çaba içinde olmadığını.

Oysa cinsiyet eşitliğinin herkese sunacağı fırsat eşitliği insani bir haktır. Lakin devlet maalesef  bu anlamda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiyor, veyahut bundan kaçınıyor.

Sivil toplum hakeza böyle hakça ve insani bir eşitliği yok sayıyor.

Kurumlar bunu görmezden gelmeye devam ediyor.

Toplum sessiz.

Erkek egemen yapı ego tatmini düzeyinde ite kalka  sürdürülüyor.

Ve her 8 Martta birileri çıkıp alay edercesine günün önemine dair martaval okuyor..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu