KıbrısManşetSiyasetToplum

Bizde yasal olan uluslararası hukukta suç mu?

KKTC'de meşru olan uluslararası hukuk nezdinde suç teşkil ediyorsa bunun nedenlerini öncelikle ortaya koymak gerekiyor

KKTC’de meşru olan uluslararası hukuk nezdinde suç teşkil ediyorsa bunun nedenlerini öncelikle ortaya koymak gerekiyor.

Barolar Birliği’nin açıklamalarını dikkatle dinledim. “Hukuk” camiamızın Avukat Akan Kürşat’ın İtalya’da tutuklanması sürecine ilişkin görüşleri hem düşündürücü hem de şaşırtıcıydı. Anlaşılan o ki  hukuk camiamız aslında 50 yıldır Kıbrıs’ın kuzey yarısında kendi çapımızda oluşturulan iç hukukun esası üzerinde mevzuyu değerlendirdiler.

Oysa biliyoruz ki; Kıbrıs’ta, Kıbrıs sorunun “MÜLKİYET” konusunun birden fazla ayağı vardır, lakin çok açık ki Barolar Birliğinin açıklamalarına bakınca anlıyorum ki konu sadece tek boyutuyla Kıbrıs’ta devam eden çözümsüzlük argümanının temelinde Kıbrıs’ın kuzey yanında oluşan hukukun üzerinden ele alındı. Dolayısıyla uluslararası hukuk göz ardı edildi.

Nitekim Barolar Birliği Başkanı bu konunun KKTC’de ve Kıbrıs Cumhuriyetinde suç teşkil etmediğini savunması sanırım biraz iyimser bir bakış açısı. Kaldı ki Sayın Akan Kürşat’a getirilen davada bir başkasına ait malların satışına aracılık ettiği ve bundan kazanç sağladığı iddia ediliyor. Ve fakat KKTC Barolar Birliği Başkanı KKTC’de icra edilen bu faaliyetlerin yasal olduğunu ve KKTC’nin bu mülklere koçan verdiğini belirtti. Bu doğru mu? Doğru.

Fakat konu uluslararası toplumda ve dahi uluslararası hukukta böyle değerlendirilmiyor. Kaldı ki KKTC dediğimiz otoritenin bu alanda bir meşruiyeti söz konusu değil ve bunu en iyi bilmesi gerekenler hukukçulardır. Sayın Esendağlı’ya göre bu yanlıştan dönülmesi gerekiyor. Şunu mu demek istiyor Hasan Bey? Bizim  yaşadığımız ülkede siyasi sorun nedeniyle kurulu düzen Anayasasıyla, yasasıyla bize başkasına ait  bir mülkün alınıp satılmasına olanak veriyor.

Biz bunu o mülkün birinci sahibi olarak addetmiş olsak dahi bu mülkün gerçek sahibinin pozisyonu değişmez. Barolar Birliği Başkanı Sayın Esendağlı’nın bireysel mağduriyetlerin artırılması halinde vatandaşlarımızın haklarının uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde aranmasını teşvik etmek de bizim görevimiz olacaktır.” ifadeleri ise aslında yukarıda kullanılan ifadelerle çelişiyor. Zira  ortada dönülmesi gereken bir yanlış yok, bilakis böyle bir gerçeklikle de karşı karşıya kaldığımızın açık bir  göstergesidir. Nitekim hem Kuzey Kıbrıs’ta hem de Güney Kıbrıs’ta  mülklerin birinci sahiplerinin mülkiyet hakları ihlal edilmiş olan insanlar vardır. Dolayısıyla uluslararası hukuk çerçevesinde konunun ele alınması bu aşamada en gerçekçi yaklaşımdır.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu