Çürüyen kokuşan siyasetin ahlaki yönü olmaz
Defalarca skandallar, şaibeli ve tartışmalı işlerle anılan ve fakat buna karşın yargı huzuruna çıkmayan ve aklanmayan kişilerin döne dolaşa ülke yönetiminde etkin rol oynaması aslında ülkenin içinde bulunduğu ahlaki çöküşün en büyük göstergesidir
Kıbrıs Türk siyasetinde ahlaki ve evrensel değerler üzerinden politik duruş ortaya konulmadığı sürece böyle gelmiş böyle gider anlayışı hayat bulmaya devam edecek. Yolsuzluk, ülkemizde hükümet eden siyasi partiler/siyasetçiler ile orantısız ve izaha muhtaç şekilde büyüyen sermaye grupları arasında ilişki biçimi haline gelmiş. Bu yüzden sırtını sermayeye dayayan hiçbir siyasi parti veya siyasetçi, yolsuzlukla gerçek bir mücadeleye girme potansiyeline sahip değil ve olamaz..
Hatırlayacaksınız zira çok yakın bir geçmişte yaşanmıştır bu olay.
İsveç Sosyal Demokrat Partisi Başkanı Mona Sahlin, eve giderken markete uğradı. Alışveriş yaparken de gözü çikolatalara erişti, canı çekti. Piramit biçiminde, içinde badem olan, biraz da ballı ünlü “Toblerone” çikolatalarından bir paket aldı.
Çikolatanın eder fiyatı 10 Euro idi.
Sahlin Ödemeyi yaptı.
Birkaç hafta sonra maliye müfettişleri kapısına dayandılar. Soruşturma başlatıldı.
Çünkü çikolatanın ödemesini devletin verdiği kredi kartı ile yapmıştı.
Hesap vermeye koyuldu.
Dünya siyasi ahlak tarihine geçen “Toblerone Davası” başladı. Sahlin kendi isteği ile defalarca yargı önüne çıktı, dalgınlıkla kendi kredi kartı yerine devletin kartını kullandığını, amacının hazineye zarar vermek olmadığını anlattı.
Tüm yaptığı harcamalar incelendi, mal varlığı didik didik edildi.
Sonunda aklandı.
Böylesi bir anlayışa ulaşmak bir ülkenin her şeyden önce demokratik yapısı, yargı sistemi , kültürel ve sosyal dokusunun nüfus ettiği ahlaki anlayışın yansımasıdır.
Bize dönecek olursak.
Sayısız yolsuzluğun ayyuka çıktığı dönemler oldu, hala olmakta.
Neler neler gördük yaşadık hep birlikte.
Peki sonuç ne oldu?
Koca bir hiç.
Geçmişte ve bugün adları çeşitli yolsuzluk iddiaları ile anılanların hiçbirisi bugüne kadar yargılanmadı.
Hatta yargılanmadıkları gibi ödüllendirildikleri de biliniyor!
İşte tam da böyle bir anlayışın hüküm sürdüğü bir ülkede, sizce bir arpa boyu yol alınabilir mi? Bu mümkün mü?
Elbette değil.
Nitekim defalarca skandallar, şaibeli ve tartışmalı işlerle anılan ve fakat buna karşın yargı huzuruna çıkmayan ve aklanmayan kişilerin döne dolaşa ülke yönetiminde etkin rol oynaması aslında ülkenin içinde bulunduğu ahlaki çöküşün en büyük göstergesidir.