EkonomiKıbrısManşetTürkiye

Gerçek tektir

Bunu belki farklı yönlere çekmeye çalışan bir algı yaratılmaya çalışılsa da gerçek olan Türkiye’nin kredi notu düşürülmüştür . Bu Türkiye Cumhuriyeti için iyi bir gelişme olmadığı gibi, bize kaynak aktaran tek ülkenin de Türkiye olması hasebiyle Kuzey Kıbrıs’ın da bu kötü seyirden etkilenmesi kaçınılmazdır

Bunu belki farklı yönlere çekmeye çalışan bir algı yaratılmaya çalışılsa da gerçek olan Türkiye’nin kredi notu düşürülmüştür .

Bu Türkiye Cumhuriyeti için iyi bir gelişme olmadığı gibi, bize kaynak aktaran tek ülkenin de Türkiye olması hasebiyle Kuzey Kıbrıs’ın da bu kötü seyirden etkilenmesi kaçınılmazdır.

Zira bilindiği üzere kredi notu düşürülmesi Türkiye’ye yatırım yapan veyahut yatırım yapmak isteyen yatırımcıları ikilemde bırakır. Uluslararası yatırım şirketleri kredi notu düşük olan bir ülkede yatırım yapmayı riskli bulurlar. Haliyle bu durum o ülkeyi de olumsuz etkiler ekonomik açıdan. Dolayısıyla Türkiye’nin ekonomik göstergeleri ve siyasi seyrine bakarak belirlenen kredi notu mevzusu aslında hafife alınacak bir durum değildir.

Peki hangi kuruluşlar neye göre yapıyor bu değerlendirmeleri?

İsterseniz önce kısaca bunu anlamaya çalışalım.  Kredi derecelendirme kuruluşları, borçlanmak isteyen idare ve şirketlerin geri ödeme gücünü değerlendiren özel şirketlerdir. Bu kuruluşlar, değerlendirmesini yaptıkları borçlanıcıya ilişkin bir rapor hazırlar ve bir kredi notu tayin ederler.

Kredi derecelendirme piyasasının % 95’ini kontrol eden Moody’s, S&P ve Fitch Ratings adlı şirketler küresel çapta en etkili 3 kredi derecelendirme kuruluşu olarak ön plana çıkmaktadır. Her bir kredi derecelendirme kuruluşunun uzun veya kısa vadeli ve yerli veya yabancı para cinsinden borçlanmalar için kendine has bir kredi notu ölçeği bulunmaktadır. Değerlendirmede, belli bir not seviyesi yatırım yapılabilirlik eşiği olarak kabul edilir. Kredi notuna ek olarak bir de notların yanında (+ ve – işaretleri ile simgelenen) kredi notu görünümleri yer alır. Bunlar, kredi notunun 6 aydan 2 yıla uzanan süreçteki potansiyel ilerleme patikasını işaret ederler. Görünümün pozitif olması, kredi notunun artabileceğini, negatif olması düşebileceğini, durağan olması ise değişmeyebileceğini işaret eder. Kredi notu görünümünün değiştirilmesi bir not değişikliği değildir ve sadece ileriye dönük değerlendirmenin yönünü gösterir. Kredi notunun sabit tutulup kredi notu görünümünün değiştirilmesi, sadece ileriye dönük değerlendirmenin yönüne dair bir işaret verir. Kredi notu değerlendirmesinin en önemli alıcıları doğal olarak ülkelere ve şirketlere borç veren kreditörler olmaktadır.

Peki biz ülke olarak bunun neresindeyiz?

Açıkçası hiçbir yerinde.

Ama neden?

Çünkü biz tanınmamış olmanın mağduriyetini yaşıyoruz. Uluslararası alana dahil olmamanın hiçliğinde haliyle neyi düzeltmeye çalışırsak çalışalım genel anlamda para politikasına yön verecek siyasi ve ekonomik enstrümanlara sahip değiliz. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’ne olan bağımlı yapının bir sonucu olarak yaşanan gelişmeleri kontrol edecek imkanlara da sahip değiliz. Bu nedenle Türkiye’de yaşanan ekonomik gelişmeleri yakından takip ederek imkanlarımız ölçüsünde  gerekli önlemleri almak zorundayız.

Nitekim bakın güncel bir örnek vereyim. Türkiye’de ilaç kurunda yapılan düzenlemelerden mütevellit ilaca %37.43 artış yapıldı. Bu tabiatıyla bize de yansıyacak. Üstelik daha büyük oranlarda.

Peki dövize endeksli olmayan TL kullanarak döviz kuru üzerinden tüketime zorlanan bir yapıda biz bununla nasıl baş edeceğiz?

Diğer Haberler

Başa dön tuşu