GenelKıbrısManşetTürkiye

Kıbrıs şampiyonlarının tek başarı ihtimali Türkiye mİ?

Eski Kıbrıs şampiyonları Adıyaman'da meydana gelen depremde hayatını kaybeden GTMK öğrencileri ve öğretmenlerinin ardından bir çok soru oluştuğunu ifade eden paylaşım yaptı

1986-1991 yılları arasında 5 kez üst üste şampiyon olan eski TMK’lıların paylaşımı:

ESKİ ŞAMPİYONLAR OLARAK ANLATACAKLARIMIZ VAR

Çocuklarımızın Adıyaman’da 4 yıldızlı bir otel enkazında kaldıkları haberini aldığımız andan beri, biz eski sporcular, benzer bir huzursuzlukla ve sorularla birbirimizi aradık: Kıbrıs’ın şampiyonları olarak biz hep neden sadece Türkiye takımları ile maç yapıyoruz ve biz neden Türkiye’nin bir iliymiş gibi, ama sadece Doğu’sundaki bir iliymiş gibi bölge maçlarına katılıyoruz sorusunu kederle birbirimize sorduk. O yüzden de kendi tecrübelerimizi anlatmak istedik.
Bizler 1986 – 1991 yılları arasında namağlup bir şekilde tam 5 kez üst üste şampiyon olmuş Türk Maarif Koleji Ortaokul ve Lise Kız Basketbol takımıyız.
Şampiyon olduğumuz her yıl, ülkemizi temsilen Türkiye’de ilçe ve/veya il turnuvalarına katıldık. Elbette şampiyon sporcular olarak ülkemizi temsil etmek bize büyük gurur veriyordu. Sporcular olarak daha çok rakiple maç yapmak ve daha çok sayıda maç yapmak ise bizim için motivasyon kaynağıydı.
Bu yıllar arasında gittiğimiz şehirler ve kaldığımız yerleri de sıralarsak: Elazığ, Adana, Hatay, Adapazarı, Antakya, Antep.
Peki gittiğimiz bu illeri tekrar anımsayarak şimdiki bilincimizle neleri gözlemledik:
– Hayatımızda hiç Türkiye dışında bir ülke ile maç yapmadık.
– Katıldığımız turnuvalarda sadece iki kez büyük şehirden o da Ankara’dan takım vardı. Diğerlerinde Türkiye’nin büyük şehirlerden takımlar bile yoktu.
– Davet edildiğimiz hiçbir turnuvada Orta Anadolu’nun batısına geçemedik.
– Gittiğimiz yerlerde, bize ayrılan bütçe sıkıntısından dolayı genelde misafir evlerinde veya öğrenci yurtlarında kaldık. Hiçbirinde 5 yıldızlı bir oteli bırakın otelde bile kalmadık. Sadece bir kez, o da kaldığımız yerlerden hocalarımıza ilettiğimiz şikayetimizden dolayı, takım arkadaşlarımızdan birisinin velisi gereken bütçeyi karşılayarak, Kıbrıs’a dönüş yolunda Adana İnci Otel’de kaldık. Sayfasına bugün baktığımızda otel 3.5 yıldızlı olarak görünüyor.

Hafızalarımızdan hiç silinmeyen ve şimdiye kadar espriyle anımsamış olduğumuz bazı tecrübelerimizi de var.
1987’de Ortaokul Kız Basketbol şampiyonu olarak Elazığ’a gitmiş ve Şeker Fabrikası’nda kalmıştık. Kaldığımız yer çok pis olduğundan, ilk gün, elimize mop ve süpürgeleri alarak, kaldığımız katı deliler gibi temizlemiştik. Hatta “Kıbrıslı kızlar ne kadar temiz ve titiz” övgülerini bile almıştık. Oysaki, kendi evlerimizde boş bardağı mutfağa götürmeyen, el bebek gül bebek yetiştirilen çocuklardık. Hava buz gibi olmasına rağmen kaldığımız yerde halı bile yoktu. Oradaki teyzeler çok titiz olduğumuza kanaat getirerek, ödül olarak kaldığımız odalara sermemiz için bize küçük halılar vermişlerdi. Böylece biraz ısınabilmiştik.

1990 yılında Lise Basketbol ’da TMK kız ve erkek takımları olarak çifte şampiyon olup, Antakya’ya gitmiştik. Kız takımı kız yurdunda, altışarla odalarda kalmıştık. Yurda vardığımızda, bizden önce kalan öğrencilerin, kendi isimlerinin bile duruyor olduğu kirli yastık ve çarşaflarının hala yatacağımız yataklarda serili olduğunu görüp isyan etmiştik. Yurtta su bile yoktu. Maçlardan sonra erkek takımının kaldığı otele gidip, duşlarımızı orada yapmak zorunda kalmıştık.

O yıllarda havaalanları da her ilde olmadığı için, genelde Adana havalimanına iner, oradan da turnuvanın yapılacağı ile ulaşmak için, uzun süren otobüs yolculukları yapardık. O yıllarda Türkiye’de özellikle o bölgelerde terörist saldırıların olduğunu da hatırlatmak isteriz.

Tabi ki takım olarak bir başka ülkede maç yapmak, daha çok sayıda maç yapmak hepimizi çok çok mutlu ederdi. O yüzden, gerçekten de çok emniyetli yerlere gitmemiş olduğumuzu yeni fark ediyoruz. Genç sporcular olarak bunları düşünmezdik o zamanlar elbette. Elbette birlikte olduğumuz için çok çok eğlenirdik. Muhtemelen hepimiz için hayatlarımızın en mutlu günleriydi o günler.
Hocalarımız bizi her koşulda korur, sağ gözlerinden sol gözlerine bile emniyet etmezlerdi. Güvenliğimiz için antrenörlerimizin canla başla uğraştığını da söylemek gerekir. Antrenörlerimiz yanımızdayken kendimizi güvende hissederdik.

Hepimizi kedere boğan bu olayın ardından söylenecek sözleri yeni yeni ortaya koyabilmeye başladık toplumca. Evet yasımıza politika katmayalım dedik ama şansını kendi yaratamayan ve “kaderini” de kendi çizemeyen, hayallerinin sınırları hayli daraltılmış çocuklarız biz.
Birbirimize kederle fısıldadığımız soruları buraya da yazıyoruz:
– Kıbrıs’ın şampiyonlarına verebileceği en büyük ödül, Türkiye’nin bir iliymişçesine hatta bir ilçesiymişçesine sadece belli (Orta- Doğu- Güneydoğu Anadolu) bölgelerindeki il/ilçe turnuvalarına katılmak mı?
– Kıbrıs’ın şampiyonlarının ulaşabileceği tek başarı ihtimali Türkiye ile sınırlı mı?
– Kıbrıs’ın şampiyonlarının ödülü, bütçesi 4 yıldızlı bir otele bile yetmeyecek kadar sınırlı mı?

Maalesef bu soruların cevaplarını hepimiz biliyoruz.
Bu hepimizi dinmek bilmeyen kedere boğan kayıplarımızın ardından, madem takkemizi önümüze alıp düşünüyoruz, yukarıdaki soruların çerçevelediği konuların da sorumlu makamlarca, acilen giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
#eskişampiyonlaranlatıyor #kıbrısınmelekleriniunutmayacağız
#isiaskatliamınıunutturmayacağız

Diğer Haberler

Başa dön tuşu