KıbrısManşetSiyaset

Ortak akıl yerine kendi ajandalarını tercih ettiler

Nasıl bir döneme denk geldiysek artık, daha da kötüsü olmaz dedikçe beterini görüyoruz. Adeta bir yalan rüzgarının içinde yaşamaya mahkum edilen insanlar olduk

Nasıl bir döneme denk geldiysek artık, daha da kötüsü olmaz dedikçe beterini görüyoruz. Adeta bir yalan rüzgarının içinde yaşamaya mahkum edilen insanlar olduk.

Aman hukuk düzenine dört elle sarılalım elimizde kalan tek güvence o derken, birileri ısrarla onu da tarumar ediyor.

Malum yerel seçimlerin 27 Kasım 2022’de yapılmasını öngören “Yerel Kuruluş Organlarına İlişkin Seçimlerin Ertelenmesi (Geçici Kurallar) Yasa Tasarısı”na ilişkin ivedilik kararı, Meclis oturumunda 27 kabul ve 21 ret oy alarak oy çokluğu ile onaylanladı..

Başbakan Faiz Sucuoğlu Meclis kürsüsünden, Hükümet olarak Anayasa’yı oy çokluğu ile ihlal ediyoruz dedi.

Ve bir kez daha hukuksuzluğu hükümet eliyle meşrulaştırdı.

Değerli Hocam Ayşe Alioğlu’nun sosyal mecradan yaptığı paylaşım gibi;” Neyse ki başka bir ülkede değiliz ve herkes görevine devam edebiliyor.  Çağdaş, medeni ve hukukun üstünlüğü olduğu bir ülkede olsak kimse görevine devam edemezdi”

Evet bu kadar net!

Tam bir akıl tutulması yaşanıyor.

Ülkeyi yöneten hükümet oyçokluğu ile anayasayı ihlal edeceğiz diyor ve bunu  sıradan bir durum gibi çıkıp Meclis kürsüsünde ısrarla savunuyor.

Bugün yerel yönetimler için böylesi kuralsız, hukuksuz  girişimde bulunanların  yarın bir gün  temel hak ve özgürlüklerimizi düzenleyen ilgili anayasa maddelerine  de dokunmayacaklarını iddia edebilir miyiz?

Elbette edemeyiz.

Kaldı ki yaşama hakkından, düşünce özgürlüğüne, mülkiyet hakkından, çalışma özgürlüğüne insan onuruna yaraşır bir yaşamın teminatı olan yegane ve tartışmasız güç Anayasa’dır.

Ve fakat maalesef KKTC meclisi, dün KKTC Anayasasını tanımadığını açıkça ilan etmiştir. İçişleri Bakanı buna dayanak olarak da Başsavcılıktan görüş aldıklarını söylüyor.

Yani Anayasa ihlal edilirken bunu ilgili makamların görüşü ışığında yaptıklarını savunuyor. Belli ki bu hukuki açıdan epeyce tartışılacak, ve Anayasa Mahkemesine kadar taşınacak. Peki belediyeler reformu gerekli miydi? Kesinlikle evet. Mevcut sistem içinde belediyelerin birçoğu sürdürülebilir bir yapıda değil. Sanırım bu konuda herkes hemfikirdir. O halde belediyeler reformu kapsamında birtakım iyileştirmelere ihtiyaç vardır. Bunun da Mecliste bir fikir birliği ile aşılması gerekiyordu. Lakin gördük ki ortak akıl yaratmak yerine partiler kendi ajandalarını öne sürdüler.. Daha önce de yazmıştım, açıkçası ısrarla yazmaya da devam edeceğim. Çok yakın bir geçmişte ülkemizin siyasi istikrara ihtiyacı var dedik ve erken genel seçime gittik. Sandığa giden seçmen iki büyük partiye ülkeyi yönetmek için destek verdi. Yani sandıktan çıkan irade UBP-CTP koalisyonunu işaret ediyordu. Lakin buna rağmen UBP ve CTP  bunu yok saymayı tercih ederek toplumsal çıkarların önüne partisel beklentilerini koydular.

Sonuç olarak ülkenin zaruriyetle ihtiyacı olan güçlü ve istikrarlı yönetim fırsatı ortadan kalktı. Böylelikle de 2,3 milletvekilini zar zor çıkaran partilere ülkeyi yönetme imkanı yaratıldı.. Bugün ise geldiğimiz günde yine başa döndük. Hatta şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki, böylesi ekonomik sorunlarla boğuştuğumuz bir dönem de ülkeyi erken seçime götüren nedenler ortadan kalkmadı.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu