KıbrısManşetSağlık

Sıkıldıkça ‘bilinçsiz şekilde’ yiyoruz!

Yeme Bozuklukları Uzmanı Tünay Balcı, stres ve kaygı seviyesinin en yüksek olduğu pandemi döneminde anlık mutluluklar için yüksek yağ ve şeker içeriğine sahip gıdalarla kendimizi rahatlatmaya çalıştığımızı ifade etti

BESİN DEĞERİ DÜŞÜK, KALORİSİ YÜKSEK GIDALAR TÜKETİLİYOR… Yeme Bozuklukları Uzmanı Tünay Balcı, stres ve kaygı seviyesinin en yüksek olduğu pandemi döneminde anlık mutluluklar için yüksek yağ ve şeker içeriğine sahip gıdalarla kendimizi rahatlatmaya çalıştığımızı ifade etti.

EN ÖNEMLİ NOKTA  FARKINDALIK… Tünay Balcı, duygusal yemenin önüne geçebilmek için en önemli noktanın ise ‘Farkındalık’ olduğuna dikkat çekerek, “En güzel değer “kendinize” verdiğiniz değerdir” dedi.

Bir yıldır hayatımızda olan Covid-19 salgını, tüm ezberleri bozdurdu ve insanoğlunu hiç alışık olmadığı yaşam koşullarıyla karşı karşıya bıraktı.

Salgından korunabilmek adına, gerek sokağa çıkma yasakları, gerek genel kapanma ve gerekse bireysel korunma nedenleriyle dışarıda vakit geçirmek yerine evlerimize kapanmak zorunda kaldık.

Sağlığımız bir yana, salgının beraberinde getirdiği en önemli sorunlardan biri olan ekonomik sorunlar da psikolojimizi oldukça etkiledi.

Belirsizlik içinde yaşarken, kimileri alışık olmadığı ve adeta ’hapis’ olarak adlandırdığı ev yaşantısına döndüğü için bu zamanı yemek yiyerek geçirmeye çalışıyor.

Konuyla ilgili olarak GIYNIK Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan Yeme Bozuklukları Uzmanı Tünay Balcı, yaşadığımız bu zorlu süreci kendi penceresinden anlatarak, sağlıklı bir yaşamın sadece sağlıklı beslenmekten ibaret olmadığını ve sağlıklı bir birey olabilmek için hem beden sağlığımıza hem da zihinsel sağlığımıza önem göstermemiz gerektiğine vurgu yaptı.

BALCI: EV KARANTİNASINDA YEME İSTEĞİ ARTIYOR

Yaklaşık bir yıl önce hayatımıza giren Covid-19 salgını ile yaşamaya henüz yeni alışmaya başladığımızı ifade eden Yeme Bozuklukları Uzmanı Tünay Balcı, yeniden eve kapanmanın psikolojik olarak bireyleri yıprattığını dile getirdi. Balcı, Covid-19’un adamızda ilk görüldüğü dönemde, üç ay boyunca ev karantinasında kaldığımızı ve bu süreci herkesin farklı şekillerde atlattığını anlatarak, bu zaman zarfında hem mutfakta geçirilen zamanın hem de yeme isteği ile sıklığının arttığını gözlemlediğini belirtti.

“Belki de mutfağa hiç girmeyen kişiler bile her gün yeni tarifler denemeye ve sosyal medyada paylaşımlar yapmaya başlamıştı” diyen Tünay Balcı, dışarıdan yemek siparişleri veremediğimiz için kendi mutfağımızda yemek pişirmenin aslında bize birçok güzel alışkanlıklar kazandırdığından bahsetti.

Öte yandan Balcı, karantina sürecinde evde yapılan tariflerin bir çoğunun hamur işleri, şerebetli tatlılar ve yağlı yemeklerden oluştuğunu aktararak, paketli gıda alımı ve tüketiminin de çok arttığını söyledi.

“BESİN DEĞERİ DÜŞÜK, KALORİSİ YÜKSEK GIDALAR TÜKETİLİYOR”

Yeme Bozuklukları Uzmanı Balcı, sağlıklı beslenmeye ve bağışıklığımızı güçlendirmek için gereken vitamin ve minerallere en ihtiyacımız olan dönemde birçoğumuzda besin değeri düşük ve kalorisi yüksek olan gıdaların tüketiminin arttığından söz ederek, bu şekilde beslenmek istememizin altında birçok nedenin olduğunu ve bunlardan birinin de ‘Duygusal Beslenme’ veya ‘Duygusal Açlık’ olarak adlandırılan fiziksel açlık hissetmeksizin gelen yeme isteği olduğunu kaydetti.

Duygusal yemenin; stres, anksiyete, üzüntü ve yanlızlık gibi olumsuz duyguları bastırmak için yemek yeme eylemi olduğunu kaydeden Balcı, stres ve kaygı seviyesinin en yüksek olduğu pandemi döneminde anlık mutluluklar için yüksek yağ ve şeker içeriğine sahip gıdalarla kendimizi rahatlatmaya çalıştığımızı ifade etti.

BALCI: EN ÖNEMLİ NOKTA İSE FARKINDALIK

Balcı, duygusal yemenin önüne geçebilmek için en önemli noktanın ise ‘Farkındalık’ olduğuna dikkat çekerek, ev karantinası sürecinde kendi yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Ben de herkes gibi ilk haftalarda bu duruma adapte olmakta zorlansam da daha sonra bu dönemin geçici olduğuna ve bu süreci en sağlıklı şekilde geçirmek istediğime karar verdim. Paketli gıdalar satın almak yerine evde daha sağlıklı atıştırmalık tarifler üretmeye başladım. Yaptığım tatlıları şekerle tatlandırmaktansa meyve, bal ve pekmez gibi yiyeceklerle tatlandırdım ve tariflerimi besin içeriği yüksek gıdalarla zenginleştirdim. Sağlıklı beslendikçe kendimi daha enerjik ve daha pozitif hissetmeye başladığımı fark ettim. Stres kaynaklı yaşadığım duygusal açlık ve bu durum sonucu tükettiğim yiyeceklerden dolayı hissettiğim suçluluk duygusu da gittikçe azalmıştı. İlk haftalarda günümün çoğunu yatarak ve sayısız dizi ve film izleyerek geçiren ben, internetten egzersiz videoları izleyerek fiziksel aktivitemi de artırmaya başladım.”

Balcı, alışılması zor olan bu yıpratıcı süreçte stres seviyemizi kontrol atında tutmaya, sağlıklı ve dengeli beslenmeye ve de olabildiğince aktif kalmaya çalışmamız gerektiğini aktararak, “En güzel değer “kendinize” verdiğiniz değerdir” dedi.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu