DünyaGüney KıbrısKıbrısManşetSiyasetTürkiye

Tatar: Rumlar ne derse desin Kıbrıs’ta iki ayrı devlet vardır

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre dönüşü Ercan Havalimanı'nda açıklama yaparak, Cenevre'deki 5+BM zirvesini değerlendirdi.  "Kıbrıs Türk halkının çıkar ve menfaatlerini en iyi şekilde temsil etmeye çalıştım. Türkiye Cumhuriyeti müzakere heyetiyle tam bir uyum içerisinde çıkarlarımızı savunduk" diyen Tatar, "Biz Cenevre’de tarihi bir adım attık" şeklinde konuştu


Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre dönüşü Ercan Havalimanı’nda açıklama yaparak, Cenevre’deki 5+BM zirvesini değerlendirdi.  “Kıbrıs Türk halkının çıkar ve menfaatlerini en iyi şekilde temsil etmeye çalıştım. Türkiye Cumhuriyeti müzakere heyetiyle tam bir uyum içerisinde çıkarlarımızı savunduk” diyen Tatar, “Biz Cenevre’de tarihi bir adım attık” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın açıklamalarının tamamı şu şekilde:

“Eşitlik temeli sağlanmadan, kalıcı bir anlaşma sağlamak mümkün değildir. Kıbrıs Cumhuriyeti’ne bizi yama etmekten başka bir yol düşünmüyorlar. Kimse de buna genel kurulda ses çıkarmadı. Egemen eşitliğimizin tanınması ve uluslararası eşit statüyü kazanmamız neticesinde, devletten devlete yapılacak görüşmelerle bir çözüme ulaşılabileceğini orada da söyledik.

Bir anlaşma olacak diye kendi cumhuriyetimizden vazgeçmemiz ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama olmamızı kimse bizden bekleyemez. Artık yeni bir sayfanın açılması ve yeni bir siyasetin gelişmesi gerekiyor. Ben Sayın Guterres’e de Cenevre’ye gitmeden önce bunları söyledim. Federasyon temelinde anlaşma sürecinin tamamen tükendiğini ve yeni bir siyaset yaratılması gerektiğini belirtmiştim. Cenevre’ye yeni fikirlerimizi ifade etmek için gittik. Hem BM Genel Sekreteri hem de taraf ülkelere gerekli mesajları verdik.

Ortaya koyduğumuz yeni fikirler dünya basınında yer buldu. Kıbrıslı Türkler olarak neler yaşadığımızı anlattık ve mağduriyetimizi dünya kamuoyuna duyurma fırsatı sunduk. Doğu Akdeniz’de kalıcı bir çözüm sağlanması isteniyorsa BM Güvenlik Konseyi varolan gerçekleri kabul etmelidir. Rumlar ne derse desin Kıbrıs’ta iki ayrı devlet vardır. Kıbrıs Türk halkı kendi egemenlik hakları ile kendi devletine sahip çıkmıştır. Rumlar ne kadar tanınmış olursa olsun, AB’ye girmiş olsun fark etmez. Ben gerçekleri aktarmanın büyük mutluluğu ve bahtiyarlığı içerisindeyim.

Benim derdim ve davam, gelecekte esenlik içerisinde bu toplumun yaşamasıdır. Bizim Cenevre’de ifade ettiklerimiz bir dönüm noktası ve milattır. 50 yıldır federal bir anlaşma için yeteri kadar fedakârlık yaptık. Bu adımın artık atılması gerekliydi.

Eğer masada iki eşit taraf oturmazsa oradan kalıcı bir anlaşma çıkması mümkün değildir. İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanı da artık Kıbrıs’ta iki ayrı devletin tanınması gerektiğini ve tek taraflı olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB’ye alınmasının yanlış olduğunu ifade etmiştir. Dün zirve toplantısında da bunları vurguladım.

Ne Kıbrıs eski Kıbrıs, ne de Doğu Akdeniz, eski Doğu Akdeniz’dir. Bize yapmak istedikleri dayatmalarla bir çözümü dayatmak ve bizleri Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama etmektir. Çok büyük özverilerle bir devlet kurduk. Türkiye ile bağlarımızın kopartılmasını asla kabul etmeyiz. Önemli olan doğruyu yapmaktır. Doğru olanda egemen eşitliğimizin kabul edilmesi ve bu temelde bir müzakere süreci gerçekleştirilmesidir. Başarılı bir toplantı sonrasında, tarihi bir adım atmanın mutluluğuyla ülkeme geri döndüm.

Bizim pozisyonumuz bellidir ve bu pozisyondan geri adım atmamız mümkün değildir. Yeni bir özel temsilci atanması ve müzakere sürecine taşınması gündeme geldi ama biz bunu kabul etmedik. Bizim onay vermeyeceğimiz bir anlaşma olamaz. Kıbrıs’ta iki halkın olduğu kabul edilmiştir. Eşitliğimiz de bir bakıma kabul edildi ama ortada bize yapılan bir haksızlık var. Bizim onların hakları ve egemenliği ile bir derdimiz yok. Adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm hedefimizdir.

1 Nisan günü EOKA’nın kuruluşunu kutlayarak, EOKA’cıları kahramanlar olarak nitelendiren Anastasiadis’in Kıbrıslı Türklerin faydasına olacak bir çözüm için adım atması beklenemez. Kıbrıs Türk halkı onurlu ve mücadeleci bir halktır. Sonuna kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.

Sayın Genel Sekretere iyi niyeti için teşekkür ediyorum ama ortak bir zemin bulunana kadar yeni bir görüşme mümkün değildir. Eğer bir anlaşma isteniyorsa bizim söylediklerimiz dikkate alınmalıdır. Kıbrıs’ta iki ayrı eşit devlet ve iki ayrı eşit halk vardır. Ya anlaşma olacak ya da yolumuza devam edeceğiz. Bizim devletimizden vazgeçmemiz ve Kıbrıs Federal Devleti’ne yama olmamız asla kabul edilemez. Şerefli bir halk olarak bizim zeminimiz devletimizdir. Biz devletimizden vazgeçmeyeceğiz. Bizim mücadelemiz eşit egemen devlet statüsünü elde etmektir. Bu kazanımı sağlarsak müzakere masasında dayatmalarla karşı karşıya kalmayacağız. Bize dayatma yapılamayacak.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu