KıbrısManşetSiyaset

Hesap kitap ortada

Bu olağan dışı günlerde ülkenin sıkıntılarını aşacak yönetim anlayışını ortaya koyacak  güçlü bir siyasi iradeye ihtiyaç vardır. Kaldı ki küçük bir coğrafyada yaşıyoruz. Hiçbir şeyin gizli kalmayacağı ölçekte küçük. Nitekim her seçim dönemi olduğu gibi karma oylarda farklı partilerden adayların işbirliği yapıp listelerine birbirlerini eklediklerini biliyoruz. Hal böyleyken toplumsal fayda için de bir araya gelip sorumluluk üstlenebilirler

Bugün yine 23 Ocak Erken Genel Seçimlere dair değerlendirme yapmaya devam edelim.

Malumunuz olduğu üzere YSK açıkladığı seçmen sayısı 203 bin.

Seçime katılım oranı yüzde 57.62 olarak açıklandı. Bu oran 117 bin 5 oya tekabül ediyor. Yani sandığa giden ve oy kullanan seçmen sayısı bu. Bu oran içerisinde yaklaşık yüzde 10’da geçersiz oy olarak addedildi. Yani yanan oylar. Bu da 11 bin 599 rakamına tekabül ediyor.

Şimdi Cumhuriyet Meclisine girmeye hak kazanan partilerin durumuna bakalım.

UBP bu oyların 40 bin 516’sını aldı ve 24 milletvekili çıkardı.

CTP bu oyların 31 bin 643’ünü aldı ve 18 milletvekili çıkardı.

DP bu oyların 7 bin 593’ünü aldı ve 3 milletvekili çıkardı.

HP bu oyların 6 bin 846’sını aldı ve 3 milletvekili çıkardı.

YDP bu oyların 6 bin 589’unu aldı ve 3 milletvekili çıkardı.

Bu tablodan ortaya çıkan görüntü 2 ana akım partinin geniş bir kitleye ve tabiatıyla iradeye  hitap ettiğidir.

Ve fakat burada çok dikkat çekici olan 203 bin seçmenden 85 bin 579 kişinin sandığa gitmemesidir. Bu çok büyük bir orandır.

Nitekim böyle bir oyun iradesi 22 Ocak 2022 erken genel seçimlerine yansımamıştır. Şöyle ki; bugün iktidarı oluşturacak partilerin hepsini toplasanız böylesi bir oya sahip olmadıklarını görebilirsiniz. Nitekim 117 bin 5 oydan sadece 40 bin 516’sını alan parti önümüzdeki günlerde oluşturulacak hükümetin büyük ortağı olacak.

Kuvvetle muhtemel küçük ortaklarından bir tanesi 7 bin 593 oya sahipken, diğer küçük ortak da 6 bin 846 oyla bu hükümette yer alıp ülkeyi yönetenler arasında olacaklar.

Bu size adil geliyor mu?

Maalesef adil değil.

Ve fakat mevcut seçim sistemi ile girilen bu seçimde akıbetin böyle olacağı da herkes tarafından biliniyordu. Kısacası bunun doğuracağı sonuçların yanlışlığını bilerek girdiğimiz bir seçimi daha geride bıraktık.

Üstelik seçmenin yüzde 42.68’lik bir oranı ki neredeyse yarı yarıya olan kitle sandığa gitmedi, iradesini havada bıraktı.

Ve bu kitle şu veyahut bu nedenle

bugün yüzde 39 oy alan, yüzde 7.6 oy alan, yüzde 6.2 oy alan partilere ülkeyi yönetme imkanı sağladı.

Şimdi buna irade tecelli etti diyebilir miyiz?

Şöyle ki sandığa giden ve oyunu kullanan  seçmen 117 bin 5 ise, bu sayının 11 bin 599’u nu da dışarı alarak (geçersiz oy kullandılar) 105 bin 406 oyun sandığa yansıması ile ortaya çıkan irade bu olmuştur. Dolayısıyla aslında bu seçimin akıbetini belirleyenler sandığa gidip oy kullananlardan çok, şu veyahut bu sebeple sandığa gitmeyenler olmuştur.

Ve fakat sandıklara giden seçmenin talebi de çok net ortadadır.

Seçmenin iradesi  UBP-CTP koalisyonunu işaret etmektedir. Ama diyeceksiniz ki mümkün değil.. Neden mümkün olmasın.

Taban tabana zıt da olsalar bugün bunu öne sürecek zamanlardan geçmediğimizi belirtmek isterim.  Bu olağan dışı günlerde ülkenin sıkıntılarını aşacak yönetim anlayışını ortaya koyacak  güçlü bir siyasi iradeye ihtiyaç vardır. Kaldı ki küçük bir coğrafyada yaşıyoruz. Hiçbir şeyin gizli kalmayacağı ölçekte küçük. Nitekim her seçim dönemi olduğu gibi karma oylarda farklı partilerden adayların işbirliği yapıp listelerine birbirlerini eklediklerini biliyoruz. Hal böyleyken toplumsal fayda için de bir araya gelip sorumluluk üstlenebilirler.

Ve fakat öyle anlaşılıyor ki; ideolojik farklılıklar, Kıbrıs sorunundaki görüş ayrılığı ve birtakım partisel hesaplar UBP-CTP koalisyonu önünde duran bir engeldir. Dolayısıyla bütün bunlar böyle bir koalisyona olanak tanımayacak.

O halde geriye ya UBP-HP ve DP koalisyonu, ya UBP-DP-YDP koalisyonu, ya UBP-HP-YDP  koalisyonu, ya UBP-DP koalisyonu  ya da UBP-HP koalisyonu kalıyor…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu