KıbrısManşetSağlık

Pandeminin güzellik ve kozmetik sektörüne etkileri, müşteri alışkanlıklarına yansıması

Binlerce yıldır kadınların vazgeçilmezi olan güzellik dünyasının, yaşanmakta olan krizin küresel ekonomiye getirdiği olan 3,5 trilyon dolarlık bu derin krizden yarasız çıkması mümkün değil

Binlerce yıldır kadınların vazgeçilmezi olan güzellik dünyasının, yaşanmakta olan krizin küresel ekonomiye getirdiği olan 3,5 trilyon dolarlık bu derin krizden yarasız çıkması mümkün değil. Bu krizden etkilenen 750 milyar dolarlık küresel güzellik endüstrisi; aniden gelen bu yeni gerçekliğe adapte olmaya çalışıyor.

Pandemide 2 yıl neredeyse dolmak üzereyken kriz hala etkisini sürdürmektedir. Global beklenti, renkli makyaj dünyasının yoğunluğunun “cilt bakımına” kayacağı buna karşın parfümün kısa bir sarsıntıdan sonra konumunu koruyacağı yönünde. Daha önceden olduğu gibi bu krizde de tüketiciler zaruri olmayan harcamalarını azaltma eğilimi gösteriyor. McKinsey tarafından yayınlanan bir araştırma sonucuna göre ise, bu eğilimin etkileri kozmetik sektörüne kıyasla tekstil ve turizm sektöründe daha çok hissedilmekte. Modadan mücevhere pek çok kategoride satışlar dijital kanallar üzerinden ilerlerken bu uygulamaların faydasını en çok gören sektörlerden biri güzellik sektörü oldu.

L’oreal’in geçtiğimiz aylarda açıkladığı rapora göre markanın online satışlarında %50’den fazla düşüş olduğuna hepimiz şahit olmuştuk. Bunun ilk sebebi tabii ki fiyat aralığı. Nispeten uygun fiyatlarıyla çok sayıda insana lüks tüketimin bir parçası olma imkanı sağlayan güzellik ürünleri, kriz dönemlerinde de bu özelliğinin avantajını yaşıyor. Bir diğer önemli sebep ise şu anda neredeyse tüm markaların müşteriye açılan tek kapısı olan dijital platformlarda oldukça uygun olmaları.

Pandemi etkisini yitirirken ciltteki kusurları kapatmak yerine onları iyileştirmeye yönelik ürünlerin daha çok tercih edileceği kesin. Çok büyük markalar satışlarında büyük düşüşler görürken, diğer tarafta satışlarını arttıran firmalar da oldu. Örneğin Skeyndor firması bu dönemde en çok tercih edilen birkaç firmadan biri haline geldi. Skeyndor firması içeriğinde kullandığı %98 bitkisel maddeler ve imalatta kullandığı bioteknoloji, nanolipozom ve progen-in teknolojisi ile sektörde bir fark yaratmakla kalmıyor ayrıca geniş ürün yelpazesi ile tüketiciye her bir bölge için ayrı seçenek sunuyor. Biz de bu dönemde danışanlarımıza daha çok geçici çözümler yerine sorunları kalıcı olarak onaran Skeyndor gibi ürünleri kullanmalarını tavsiye ediyoruz.

Hepimizin malumudur ki ürün içeriklerinden tedarik zincirine bütün alanlarda odak noktası değişiyor. Bu yüzden markaların verdiği mesajların da güzellik ekseninden sağlık ve doğallığa doğru kayması gerekiyor. Finansal olarak sağlam temellere oturmuş markaların küçük ve sürdürülebilirliği olan kozmetik ürünleri ile akıllı hareketlerle çok hızlı büyüyebilecekleri kuvvetle muhtemeldir. Tabii ki müşteri alışkanlıkları doğru iletişimle sürekli takip edilmeli ve araştırmalara ara verilmeden bu alışkanlıklar sürekli raporlanmalıdır. Güzellik ve kozmetik sektörü müşteriyle iletişimin doğru tesis edilmesi sağlandığı sürece diğer sektörlere göre bu krizden daha kolay ve daha az zararla kurtulacaktır. Sağlıklı günler dilerim.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu